Türkçe yapı itibariyle sondan eklemeli diller sınıfında yer alır. Sondan eklilikle de gövde + ler + i + nin örneğinde olduğu gibi eklerin anlamca bağlı olduğu sözcük kök ve gövdelerinin üzerine gelmesi kastedilir. Önden eklemelilik ise sucsesful > un + sucsesful örneğinde olduğu gibi eklerin sözcük kök ve gövdelerinin hemen önüne gelmesi durumudur. Türkçede hiçbir durumda önden eklilik söz konusu değildir. Sadece mos + mor örneği ile listelenebilecek ilaveli tekrar öbekleri bu duruma benzerlik gösterse de bu öbeği meydana getiren ve ek diye algılanabilecek olan birinci biçimbirimler ek değil uydurma sözcüklerdir. Bu nedenle, önden eklilik örneği olarak gösterilemez. Ayrıca, Türkçede betimlenmemiş bir eklilik durumu söz konusudur. Bu durum da ilk bakışta sondan eklilik olarak düşünülebilir; ancak, yapı ve anlam farklılığı dikkate alındığında bazı eklerin eklendiği sözcüğün anlamına değil de eklendiği sözcükten sonra gelen sözcüğün anlamına etki ettiği görülmektedir. Yani ek, yapıca üzerine eklenen sözcüğün; anlamca ise düş + e yazmak; sabah + a kadar örneklerinde olduğu gibi sonraki sözcüğün eki sayılır. Türkçe sözdiziminde görülen bu iki değişik yapıdaki eklere, dilleri yapısal sınıflandırmada kullanılan betimleme açısından öncül; ekleri kendi içinde yapım, çekim gibi işlevsel niteleme açısından da bütünleşik adı verilmelidir.
Alan : Eğitim Bilimleri; Filoloji; Güzel Sanatlar; Hukuk; İlahiyat; Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler; Spor Bilimleri
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|