Türk yazı dili; 13 asırlık serüveni içerisinde önce Ötüken’den İstanbul ve Semerkant’a ulaşmış, daha sonra ise Bakü, Aşkabat, Astana, Bişkek vb. merkezlerde dallanmış olan bir bütündür. Türk yazı dilinin, özellikle de tarihî Türk lehçelerinin öğretiminde, öncelikle bu bütünsel yaklaşımı sergilemek gerekir. Köktürk, Uygur, Karahanlı, Harezm, Kıpçak, Çağatay, Eski Oğuz, Osmanlı Türkçesi gibi farklı başlıklar altında gösterilen tarihî Türk lehçelerinin aslında tek bir yazı dilinin bulunulan muhit ve yazı dilinin meydana getirilmesinde etkili olmuş topluluğun tesiriyle fonetik, morfolojik ve leksik olarak bazı maddelerde farklılaşmasından ibaret olduğu bu yaklaşımın temelini oluşturmaktadır. Bu bağlamda, tarihî Türk lehçelerinin öğretiminde müfredatın ilk sırasını bu farklılıklar oluşturmalıdır. Daha sonra meydana getirilen farkındalık lehçeler arası aktarım ve uyarlama çalışmaları ile pekiştirilmelidir. Böylelikle Türkoloji disiplininde, geniş tarih ve coğrafya bilgisi ile zenginleşmiş bütünsel bir yaklaşımın kazandırılmasını hedefleyen öğrenme çıktıları elde edilecektir. Bu çalışmada, sözü edilen farklılıklar ve çalışmalara örnek verilmek suretiyle tarihî Türk lehçelerinin öğretimine dair bir yöntem önerisi sunulacaktır.
Field : Eğitim Bilimleri; Filoloji; Güzel Sanatlar; Hukuk; İlahiyat; Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler; Spor Bilimleri
Journal Type : Ulusal
Relevant Articles | Author | # |
---|
Article | Author | # |
---|