Tarihî roman kurgulanırken daha önceden kurgulanmış bir tarihe ihtiyaç vardır. Bu tarih gerçeklikle, bıraktığı boşluklarla yazar ve okuyucu arasında oluşacak meselesini çözmüş olmalıdır. Tarihçi, tarihî roman yazarından daha büyük bir sorumluluğa sahiptir. Aynı olayı pek çok tarihçi anlatır; ancak hiçbir tarihçi aynı olayı ayrıntılarıyla eksiksiz bir şekilde anlatamaz. Bu durum da metin karşısındaki okuyucunun bazı anlatılar üzerinde şüpheye düşmesine neden olur. Tarihî roman yazarı işte bu kısımdan hareket ederek kendi tezi doğrultusunda kurguya katılır. Yani tarihin bıraktığı boşlukları yaratıcılığıyla doldurur. Tarihçinin bıraktığı boşluklar özneldir. Bütün mesele anlatı hâline gelen ve gelmeyen kısımlar ile olayların oluş hâli arasındaki ön yargılardır. Lukacs bunu ‘olgular tapıncı’ kavramıyla karşılar. Tarihî roman bu ‘olgular tapıncı’ndan hareketle ‘yeniden’ kurulur. Sevinç Çokum’un Hilâl Görününce ve bu eserden otuz iki yıl sonra yayımlanan Gözyaşı Çeşmesi romanı Kırım Türklerini anlatmaktadır. Çalışma tarihî roman ve karakterleştirme bakımından ele alınacak, iki roman arasındaki motif ve kahramanların sunumu arasındaki benzerlikler ve farklılıklar tespit edilecektir. Böylece tarihin kurguda yazara sunduğu olanaklar, yazarın da romandaki figürlere ve okuyucuya yaklaşımı değerlendirilecektir.
Alan : Eğitim Bilimleri; Filoloji; Güzel Sanatlar; Hukuk; İlahiyat; Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler; Spor Bilimleri
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|