Anadolu’nun Moğollar tarafından işgâline sebep olan II. Gıyâseddin Keyhüsrev’in 1245 yılında ölümünden sonra, on bir yaşında Selçuklu tahtına geçen büyük oğlu II. İzzeddin Keykâvus’un saltanatı oldukça dalgalı bir süreç takip eder. 1262 yılına kadar birkaç kez tek başına, birkaç kez de müşterek saltanat süren Keykâvus, nihayet 16 yıllık bu karmaşık dönemin ardından 27 yaşında saltanatı ve ülkesini terk etmek zorunda kalır. Keykâvus’un önce Bizans ve daha sonra da Kırım’da geçirdiği gurbet hayatı oldukça dramatik ve bir o kadar da farklı siyasi gelişmelerin yaşandığı bir süreci oluşturur. Moğollar’ın Ayn-ı Câlut Savaşı (1260) ile Memlûkler tarafından durdurulması, Orta Doğu’da dengelerin değişmesine yol açar. Karadeniz’in kuzeyindeki Altın-ordu Devleti’nin bir takım siyasi ve ekonomik sebeplerle Memlûklerle yakın temas kurması, İzzeddin Keykâvus’un hem Memlûkler hem de Altın-ordu devletleri nezdinde diplomatik girişimlerde bulunmasına sebep olmuştur. O’nun bu teşebbüsleri Memlûk sultanı Baybars ve Altın-ordu hükümdarı Berke han tarafından takdirle karşılanır ve kendisi Moğollar’a karşı Türk istiklâlinin temsilcisi olarak kabul edilir. Bu çalışmamızda, II. İzzeddin Keykâvus’un mücadele ile geçen çalkantılı saltanat hayatından ziyade ülke dışında giriştiği diplomatik münasebetler ve istiklâl arayışları dönemin kaynaklarına dayanarak ele alınacaktır.
Alan : Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|