Bu makale sanatı, modernizm ve postmodernizm arasındaki farktan hareketle, iki tarz arasındaki ayrım ile anlama çabasının ürünüdür. Zira sanatın ve bilhassa resmin, her iki insanlık durumuna verdiği farklı tepkilerin sosyolojik olarak anlaşılmasının son derece önemli olduğu varsayılmaktadır. Daha da önemlisi, toplumların sosyolojik elementleri ve psikolojik gereksinimlerinin başında gelen sanatın ancak bu şekilde çok daha iyi anlaşılabileceği öngörülmektedir. İşte tam da buradan hareket edildiğinde, bu çalışmanın “Neden sanatın sosyolojisini yapmak zorundayız?” sorusunun cevabına bizi bir parça daha yaklaştırmış olması beklenmektedir. Sanatın iki tarzlı yorumuna-postmodern yorum/modern yorum-geçmeden, “Postmodernizm” denilen yeni bir durumun olup olmadığı hususunda mesai yapılacaktır. Postmodernizm denilen yeni bir insanlık durumun olup olmadığını tartışmak ya da neden böylesi yeni bir durumdan söz edildiğini anlamak için de öncelikle modern olanla paslaşılacaktır. Bu çerçeve eşliğinde ve bir başlık halinde ele alınacak olan Modernleşme kuramı, gerekçeleri ile iki bakışlı bir perspektif olarak, kimilerinin gelip geçici bir modadan ibaret gördüğü postmodern dönem ise gerekçeleri ile özgül özellikleri olan yeni bir dönem olarak işlenecektir. Bu çalışmada sanat, modern ve postmodern durumların anlaşılması çabasında önemli bir tutamak ilan edilecektir. Her iki ‘kriz’de (modern ve postmodern) sanat akımı kisvesi altında ve sanatın öncülüğünde aslında bir insanlık durumuna dönüşmüş, ezberleri bozmuş, yapı taşlarını yerinden oynatmıştır. Bu önemli değişim hamlelerinin kimi zaman fırça darbelerinde, kimi zaman notalarda, kimi zaman mimaride ve sanatın daha birçok farklı biçemlerinde izlenmesi olanaklıdır. Modern sanattan postmodern sanata geçişin ve bu değişimin sosyal sonuçlarının anlaşılması hedefinin ‘resim’ üzerinden gerçekleştirilmesi ise makalenin sınırlılığıdır. Dolayısıyla, çalışmanın sonraki başlığında, modernizm ve postmodernizm arasındaki sınırlar, resim üzerinden net bir biçimde resmedilmeye çalışılacaktır. Sanatın, modernizmden postmodernizme olan serüveni tuval üzerinden izlenmeye çalışılacaktır. Kararlı bir biçimde ve çoktan modern bir ressam olarak ilan edilmiş olan Picasso üzerinde tekrar düşünmenin faydalı olacağı sanılmaktadır. “Sanat için sanat” anlayışının bir şaka olduğunu düşünen ve modernizme çağdaşları kadar sadık kalmayan Picasso’yu modern kalıplara sıkıştırmak ne kadar doğrudur? Eserlerindeki çoğulluk, biçemindeki renklilik, tarzındaki çelişki ve dinamizm onun hakkındaki ‘modern ressam’ tanımının aceleci bir yorum olduğunu düşündürmektedir. Dolayısıyla son olarak; içeriğinde, bu çalışmanın asıl nedenini barındıran Picasso’nun eserlerinden alınan yoğun postmodern kokular takip edilecek ve Picasso’nun modern ressamlar listesindeki yeri tartışılmaya açılacaktır.
Alan : Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|