Özet:

Son zamanlardaki birçok eleştirmen için, ulus devlet ile vatandaşlık ilişkisi sorgulanmaya başlandığından uluslar arası ve hatta küresel vatandaşlık biçimleri ortaya çıkmaya başladı. Bu yeni gelişmeye başlayan küresel vatandaşlık fenomeni üç bileşenle karakterize edilir: insan hakları üzerinde küresel söylem, vatandaşla ilgili sorumluluklarda küresel bir düşünme ve son olarak küresel sivil toplum. Bu son bileşenin yeni bir küresel vatandaşlığın siyasi karakterini vermesi gerekiyor ve bir çok temsilcisi için küresel, demokratik bir vatandaş siyasetinin ortaya çıkıp çıkmadığını ve eğer küresel, demokratik bir vatandaş siyaseti ortaya çıkmışsa, küresel sivil toplumun siyasi boyutu olarak iyi bir şekilde donatılmış olup olmadığını sorgulaması gerekiyor. Makale, küresel vatandaşlığın kendisinin tartışmalı olan kavramına bir sonuç çıkararak geri dönmeden önce küresel sivil toplumun olasılığını değerlendiren iki karşıt anlatıyı ele alarak, küresel vatandaşlığın siyasi bir kolunu oluşturmaya çalışmaktadır.

Anahtar Kelimeler: