Dil, gelenek ve görenekler, edebiyat ile müzik ve resim gibi sanatlar tarih boyunca kuşaktan kuşağa iletilmiş kültürel öğelerdendir. Sayıları daha da arttırılabilecek olan bu öğeler arasındaki ilişkiler ise yadsınamayacak kadar büyük önem taşımaktadır. Bir toplumda gelenek ve göreneklerden bağımsız bir müzik kültürü düşünülemeyeceği gibi, edebiyattan bağımsız da düşünülemez. Bu durumu Türk dili ve edebiyatı içinde ele alacak olursak, aynı şekilde geleneksel Türk ve Halk müziğinin, halk ve divan edebiyatından ayrılamayacağını görürüz. Bu bağlamda besteciler tarafından bestelenen, ozanlar ve âşıklar tarafından yakılan halk edebiyatı örnekleri incelendiğinde edebi özellikler ile form, yapı ve ritmik özellikler arasında paralellikler olduğu görülmektedir. Aynı şekilde divan edebiyatına ait örneklerin bestelendiği eserlerde aruz vezni; eserin form, usul ve genel yapısı içerisinde yankılanır, adeta eserin içinde yaşar. Edebi yapı, sözlerin vuruculuğu, aruz kalıplarının kendini eser içerisinde göstermesi, edebiyat ve müzik eserindeki bileşenlerin ilişkisiyle oluşur. Bir eserin ritmik ve melodik yapısının güftedeki manayı ifade edebilmeyi sağlayan en önemli unsurlar olduğu düşünüldüğünde de; her aruz kalıbının bestelenebileceği belirli usullerin olduğu sonucuna varılmaktadır. Usul ve melodi bestelenen şiirdeki açık kapalı heceler, aruz vezni ve prozodi kuralları çerçevesinde şiire giydirilir. Aruz kalıplarının iç ve dış ritmi, eserin iç ve dış ritmiyle birleşir. Bu nedenle eserlerdeki tüm odak noktalar aruzun belirli kalıplarına göre düzenlenir. İşte bu çalışmada Osmanlı- Türk Müziği’ndeki dönemler bağlamında melodi-usul-aruz ilişkisi ele alınacak, mihenk taşı sayılabilecek bestecilerin eserleri aruz kalıpları, melodi kalıpları ve usul kalıpları ilişkisi bağlamında incelenecektir.
Alan : Eğitim Bilimleri; Filoloji; Güzel Sanatlar; Hukuk; İlahiyat; Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler; Spor Bilimleri
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|