Tabiat, edebî eserlerin en çok işlenen temalarından biridir. Romantizmde tabiat adeta bir kaçış mekânıdır. Romantizmin melankolik yapısı tabiata da yansır. Klasik şiirdeki tabiat anlayışı Tanzimat döneminde değişime uğrayarak dinamik bir yapıya bürünür. Abdülhak Hâmid Tarhan, tabiata felsefi bir yönden ele alır. Recaizade Mahmut Ekrem konu tabiata ayrı bir değer vererek tabiatta sonsuz bir kaynak gözüyle bakar. Tevfik Fikret için tabiat önemli bir kaynak olup şair tabiata kendi mizacından bakar. Cenap Şahabettin, sadece Servet-i Fünûn döneminin değil, aynı zamanda bütün Türk şiirinin önemli isimlerinden biridir. O, Batı etkisindeki Türk şiirinin kurucuları arasında gösterilir. Cenap; Tevfik Fikret ve Halit Ziya Uşaklıgil ile birlikte Servet-i Fünûn edebiyatının önde gelen isimlerindendir. Cenap, ilk şiirlerinde Muallim Naci, Abdülhak Hamit ve Recaizade Mahmut Ekrem’in etkisinde kalır. Şair, Paris’te bulunduğu yıllarda Fransız şiirini yakından tanır ve parnasyen ve sembolist şairlerin etkisinde kalır. O, Verlaine ve Mallarme’in şiirlerine büyük ilgi duyar. Tabiat, Cenap Şahabettin’in şiirlerinde önemli yer tutar. Onun şiirlerinde hayal ve hisle kurulmuş amamıyla sübjektif bir tabiat görülür. Cenap Şahabettin, tabiatla ilgili şiirlerinde insan ruhu ile tabiat arasında ilişki kurar. O, tabiatı “rûh-ı kâinat” ifadesiyle irdeler. Cenap, “rûh-ı kâinat” ile tabiattaki varlıklara insan ruhuna ait özellikler yükler. Onun “rûh-ı kâinat” anlayışı dini, mistik ve metafizik boyutta değildir. Bu makalede Cenap Şahabettin’in şiirlerindeki tabiat ile insan ruhu arasındaki ilişkiyi irdelemeye çalışacağız.
Tabiat, edebî eserlerin en çok işlenen temalarından biridir. Romantizmde tabiat adeta bir kaçış mekânıdır. Romantizmin melankolik yapısı tabiata da yansır. Klasik şiirdeki tabiat anlayışı Tanzimat döneminde değişime uğrayarak dinamik bir yapıya bürünür. Abdülhak Hâmid Tarhan, tabiata felsefi bir yönden ele alır. Recaizade Mahmut Ekrem konu tabiata ayrı bir değer vererek tabiatta sonsuz bir kaynak gözüyle bakar. Tevfik Fikret için tabiat önemli bir kaynak olup şair tabiata kendi mizacından bakar. Cenap Şahabettin, sadece Servet-i Fünûn döneminin değil, aynı zamanda bütün Türk şiirinin önemli isimlerinden biridir. O, Batı etkisindeki Türk şiirinin kurucuları arasında gösterilir. Cenap; Tevfik Fikret ve Halit Ziya Uşaklıgil ile birlikte Servet-i Fünûn edebiyatının önde gelen isimlerindendir. Cenap, ilk şiirlerinde Muallim Naci, Abdülhak Hamit ve Recaizade Mahmut Ekrem’in etkisinde kalır. Şair, Paris’te bulunduğu yıllarda Fransız şiirini yakından tanır ve parnasyen ve sembolist şairlerin etkisinde kalır. O, Verlaine ve Mallarme’in şiirlerine büyük ilgi duyar. Tabiat, Cenap Şahabettin’in şiirlerinde önemli yer tutar. Onun şiirlerinde hayal ve hisle kurulmuş amamıyla sübjektif bir tabiat görülür. Cenap Şahabettin, tabiatla ilgili şiirlerinde insan ruhu ile tabiat arasında ilişki kurar. O, tabiatı “rûh-ı kâinat” ifadesiyle irdeler. Cenap, “rûh-ı kâinat” ile tabiattaki varlıklara insan ruhuna ait özellikler yükler. Onun “rûh-ı kâinat” anlayışı dini, mistik ve metafizik boyutta değildir. Bu makalede Cenap Şahabettin’in şiirlerindeki tabiat ile insan ruhu arasındaki ilişkiyi irdelemeye çalışacağız.
Alan : Eğitim Bilimleri; Filoloji; Güzel Sanatlar; Hukuk; İlahiyat; Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler; Spor Bilimleri
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|