13. Yüzyılın Türkçeyi en güzel, en sade ve en akıcı kullanan şairlerinden olan Yunus Emre, zengin şiir dünyasını imge ve metaforlarla süslemiştir. Onun şiirleri iki belki üç katmanlı olarak düşünülebilir. Çünkü o aslında, tek bir beyitiyle, farklı okuyucu kitlelerine aynı düşünceyi anlatmayı başarabilmiştir. Bunu yaparken metaforlara başvurmuştur. Bilindiği gibi metafor “bir duygu ve düşünceyi” fiziksel dünyada sıklıkla kullanılan başka bir şeyle benzetme yönünü kullanarak yapılan bir zihinsel sürecin dildeki yansımasıdır. Metot olarak basit bir benzetmenin ötesinde, benzeyen ile benzetilen ve anlatılmak istenen arasındaki üçlü ilişkiyi hedef ve kaynak üzerinden açıklar. Yunus Emre’nin basit metaforlarla anlattığı derin düşünceleri vardır. Basit metaforlar, onun şiirinin yüzey katmanını oluştururken bu metaforların altında derin ve sistemli bir tasavvuf anlayışı görülmektedir. Yunus Emre’nin şiirlerinde metafor dünyası öylesine zengindir ki neredeyse metafor kullanmadığı tek beyiti yok gibidir. Onun şiirini, metaforlar kullandığı tüm metaforlar açısından incelemek ayrı ve daha kapsamlı bir çalışmanın konusudur. Ancak bu çalışmada Yunus Emre’nin Divanı’nda ticaretle ilgili metaforlara değinilmiş ve bu konuyla ilgili metaforları kullanmasının sebepleri üzerinde durulmuştur. Yunus Emre’nin sufi bir şair olarak yöntem açısından kendisine Kur’an-ı Kerim’i seçtiği söylenebilir. Çünkü Allah, Kur’an-ı Kerim de herkesin anlayabilmesi için basit metaforlarla kullarına seslenmektedir. Örneğin cehennem’i ateş, cennet’i bahçe, günahkarları ahireti satan metaforlarıyla verir. Kur’an-ı Kerim’de pek çok ayette ticaretle ilgili metaforlara başvurulmuştur. İşte Yunus Emre de kendisine rehber edindiği kutsal kitabından esinlenmiş, hemen hemen aynı metaforları şiirlerinde kullanmıştır. Aslında onun şiirleri metot olarak bu benzerliğin yanında Allah’ın ayetlerinin kendi dilince, şair üslubunu da katarak terennüm etmesinden başka bir şey değildir. Satıcı, dükkan, pazar, iflas eden tüccar gibi pek çok metaforu bu dünya ve öbür dünyayı, günahı ve sevabı, cenneti ve cehennemi karşılaştırırken şiirsel bir üslup ve eşsiz bir söyleyiş kolaylığı ile kullanır.
13. Yüzyılın Türkçeyi en güzel, en sade ve en akıcı kullanan şairlerinden olan Yunus Emre, zengin şiir dünyasını imge ve metaforlarla süslemiştir. Onun şiirleri iki belki üç katmanlı olarak düşünülebilir. Çünkü o aslında, tek bir beyitiyle, farklı okuyucu kitlelerine aynı düşünceyi anlatmayı başarabilmiştir. Bunu yaparken metaforlara başvurmuştur. Bilindiği gibi metafor “bir duygu ve düşünceyi” fiziksel dünyada sıklıkla kullanılan başka bir şeyle benzetme yönünü kullanarak yapılan bir zihinsel sürecin dildeki yansımasıdır. Metot olarak basit bir benzetmenin ötesinde, benzeyen ile benzetilen ve anlatılmak istenen arasındaki üçlü ilişkiyi hedef ve kaynak üzerinden açıklar. Yunus Emre’nin basit metaforlarla anlattığı derin düşünceleri vardır. Basit metaforlar, onun şiirinin yüzey katmanını oluştururken bu metaforların altında derin ve sistemli bir tasavvuf anlayışı görülmektedir. Yunus Emre’nin şiirlerinde metafor dünyası öylesine zengindir ki neredeyse metafor kullanmadığı tek beyiti yok gibidir. Onun şiirini, metaforlar kullandığı tüm metaforlar açısından incelemek ayrı ve daha kapsamlı bir çalışmanın konusudur. Ancak bu çalışmada Yunus Emre’nin Divanı’nda ticaretle ilgili metaforlara değinilmiş ve bu konuyla ilgili metaforları kullanmasının sebepleri üzerinde durulmuştur. Yunus Emre’nin sufi bir şair olarak yöntem açısından kendisine Kur’an-ı Kerim’i seçtiği söylenebilir. Çünkü Allah, Kur’an-ı Kerim de herkesin anlayabilmesi için basit metaforlarla kullarına seslenmektedir. Örneğin cehennem’i ateş, cennet’i bahçe, günahkarları ahireti satan metaforlarıyla verir. Kur’an-ı Kerim’de pek çok ayette ticaretle ilgili metaforlara başvurulmuştur. İşte Yunus Emre de kendisine rehber edindiği kutsal kitabından esinlenmiş, hemen hemen aynı metaforları şiirlerinde kullanmıştır. Aslında onun şiirleri metot olarak bu benzerliğin yanında Allah’ın ayetlerinin kendi dilince, şair üslubunu da katarak terennüm etmesinden başka bir şey değildir. Satıcı, dükkan, pazar, iflas eden tüccar gibi pek çok metaforu bu dünya ve öbür dünyayı, günahı ve sevabı, cenneti ve cehennemi karşılaştırırken şiirsel bir üslup ve eşsiz bir söyleyiş kolaylığı ile kullanır.
Alan : Eğitim Bilimleri; Filoloji; Güzel Sanatlar; Hukuk; İlahiyat; Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler; Spor Bilimleri
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|