Meşrutiyet yılları, Türk tarihinde sosyal hayattan siyasi hayata, sanat dünyasından düşünce dünyasına köklü değişikliklerin gerçekleştiği ve uzunca bir zamandır yaşanmakta olan dönüşümün yeni ve son bir hamle yaptığı dönemi kapsar. Bu dönemin temel ideolojisini milliyetçilik ya da daha dar anlamda söylemek gerekirse Türkçülük oluşturur. İlerleyen yıllarda Türkiye Cumhuriyeti devletinin de kuruluşunu şekillendirecek olan bu akım, devrin aydınlarınca adeta bir geç kalmışlık duygusu ile savunulur. Bunun neticesinde Batılılaşma genel bir şemsiye olarak varlığını sürdürür ancak özellikle Osmanlıcılık fikrinin iflas ettiği, İttihâd-ı İslam düşüncesinin ise devletin çöküşüne çare olamayacağı beyan edilir. Dönemin başat hareketi milliyetçilik/Türkçülüktür. Devrin en önemli milliyetçi/Türkçü aydınlarının arasında Ömer Seyfettin de yer alır. Kaleme aldığı yazılarla hareketin teorik düzlemde şekillenmesine sunduğu katkının yanı sıra dilde Türkçülüğün yerleşmesinde ve dolayısıyla yeni bir sanat hareketi doğmasında da Ömer Seyfettin’in etkisi büyüktür. Bu çalışmada amaç Ömer Seyfettin’in roman diye andığı ancak daha ziyade uzun hikâye özellikleri gösteren Ashab-ı Kehfimiz adlı metinde Meşrutiyet devri fikir hareketlerinin izlerini aramak ve yorumlamaktır. Ömer Seyfettin, devrin hem ideologları hem de sanatkârları arasında sivrilen bir isim olması sebebiyle seçilmiştir. Daha önce detaylı şekilde incelenmemiş bir hikâye olan Ashab-ı Kehfimiz ise sunduğu malzeme bakımından yazarın Türkçülüğü savunmak, Osmanlıcılığın iflasını ve İttihâd-ı İslam fikrinin bir hayalden ibaret olduğunu duyurmak için özellikle kaleme alındığı için seçilmiştir. Bu bakımdan, metnin tahlili yoluyla hem Ömer Seyfettin’in hem de onun temsil ettiği hâkim hareketin yorumlanmasına; edebiyat, siyaset ve sosyal hayat arasındaki bağların incelenmesine katkı sağlanması umulmaktadır.
Meşrutiyet yılları, Türk tarihinde sosyal hayattan siyasi hayata, sanat dünyasından düşünce dünyasına köklü değişikliklerin gerçekleştiği ve uzunca bir zamandır yaşanmakta olan dönüşümün yeni ve son bir hamle yaptığı dönemi kapsar. Bu dönemin temel ideolojisini milliyetçilik ya da daha dar anlamda söylemek gerekirse Türkçülük oluşturur. İlerleyen yıllarda Türkiye Cumhuriyeti devletinin de kuruluşunu şekillendirecek olan bu akım, devrin aydınlarınca adeta bir geç kalmışlık duygusu ile savunulur. Bunun neticesinde Batılılaşma genel bir şemsiye olarak varlığını sürdürür ancak özellikle Osmanlıcılık fikrinin iflas ettiği, İttihâd-ı İslam düşüncesinin ise devletin çöküşüne çare olamayacağı beyan edilir. Dönemin başat hareketi milliyetçilik/Türkçülüktür. Devrin en önemli milliyetçi/Türkçü aydınlarının arasında Ömer Seyfettin de yer alır. Kaleme aldığı yazılarla hareketin teorik düzlemde şekillenmesine sunduğu katkının yanı sıra dilde Türkçülüğün yerleşmesinde ve dolayısıyla yeni bir sanat hareketi doğmasında da Ömer Seyfettin’in etkisi büyüktür. Bu çalışmada amaç Ömer Seyfettin’in roman diye andığı ancak daha ziyade uzun hikâye özellikleri gösteren Ashab-ı Kehfimiz adlı metinde Meşrutiyet devri fikir hareketlerinin izlerini aramak ve yorumlamaktır. Ömer Seyfettin, devrin hem ideologları hem de sanatkârları arasında sivrilen bir isim olması sebebiyle seçilmiştir. Daha önce detaylı şekilde incelenmemiş bir hikâye olan Ashab-ı Kehfimiz ise sunduğu malzeme bakımından yazarın Türkçülüğü savunmak, Osmanlıcılığın iflasını ve İttihâd-ı İslam fikrinin bir hayalden ibaret olduğunu duyurmak için özellikle kaleme alındığı için seçilmiştir. Bu bakımdan, metnin tahlili yoluyla hem Ömer Seyfettin’in hem de onun temsil ettiği hâkim hareketin yorumlanmasına; edebiyat, siyaset ve sosyal hayat arasındaki bağların incelenmesine katkı sağlanması umulmaktadır.
The years of legitimacy cover the period in the Turkish history, from social life to political life, from the world of art to the world of thought, where radical changes occur and the transformation that has been ongoing for a long time has made a new and final move. The basic ideology of this period is nationalism or, in a narrow sense, Turkish. This stream, which will also shape the establishment of the Republic of Turkey in the coming years, is defended with a feeling of delay when the revolution is revealed. As a result, Westernization continues to exist as a general shadow, but it is
Alan : Eğitim Bilimleri; Filoloji; Güzel Sanatlar; Hukuk; İlahiyat; Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler; Spor Bilimleri
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|