Antik düşünce, hakikatın değişmezliği ve kapsayıcı özelliği nedeniyle mutlak ve başta politika olmak üzere tüm toplumsal olanları kapsayan bir ahlak anlayışı içerir. Dolayısıyla geleneksel düşüncede politikanın bizatihi kendisi ahlaki bir alan oluşturur. Modernite ise yeni bir insan ve bireyselliğin üzerine kurulu yeni bir ahlak tanımı yapmış, erdemi de, mutlak hakikatı kavramanın değil, bireysel algı ve tercihlerin üzerine kurmuştur. Sonuçta modernizm, politik düşünce bağlamında, politika ile ahlakı birbirinden ayırmıştır.
Ancient thought contains a moral understanding that covers all social things, including absolute and primarily politics, due to the immutability of truth and its comprehensive characteristics. Therefore, in traditional thinking, the bias of politics itself constitutes a moral field. Modernity, however, has made a new definition of morality based on a new human and individuality, and the erdemia is based on the perception of the absolute truth, not on individual perceptions and preferences. After all, modernism, in the context of political thinking, has distinguished politics and ethics.
Alan : Eğitim Bilimleri; Filoloji; Güzel Sanatlar; Hukuk; İlahiyat; Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler; Spor Bilimleri
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|