Bilindiği üzere kelimeler de insanlar gibi doğar, büyür, anlam kaybına, daralmasına veya genişlemesine maruz kalır ve nihayetinde de ölür. Her dilde bunun örneklerine rastlamak mümkündür. Dolayısıyla bir kelimenin söylendiği zaman diliminde ve coğrafyada o toplum tarafından nasıl anlaşıldığının bilinmesi hâlinde cümleye doğru anlam verilebilir; aksi halde istenmeyen manalar ortaya çıkar ve kaçınılmaz olarak mesaj anlaşılamamış olur. Bu makalede “Ye’cûc ve Me’cûc” kelimesinin Hz. Peygamber’in yaşadığı dönemde nasıl anlaşıldığı, ilerleyen süreçte nasıl anlam kaybına uğradığı, konuyla ilgili âyet ve hadislerin nasıl yorumlandığı ve bunun menfî yansımalarının neler olduğu üzerinde durulmuştur. Nitekim günümüzde bile bu kavramın yaşadığı anlam kayması tam olarak tespit edilemediği için kafa karışıklıkları devam etmekte, isabetli olmayan yorumlar yapılmakta ve insanlar sordukları sorulara ikna edici cevaplar alamamaktadır. İslâm coğrafyasının hızla genişlemesinin ve farklı kültürlerin müslümanlar arasına sirayet etmesinin bazı kavramların anlam çerçevesinin genişlemesine veya anlam kaymalarına neden olduğu bilinmektedir. Zira dildeki göstergeler, toplumun geçirdiği sosyo-kültürel değişmelerle sıkı sıkıya ilişkilidir. Bu itibarla Hz. Peygamber’in yaşadığı dönemde “Ye’cûc ve Me’cûc” kelimesi “bozguncu insanlar” anlamında “sıfat” olarak kullanılırken ilerleyen yıllarda yahudi ve hıristiyan kültürünün de etkisiyle düşman görülen kavimlere “isim” olarak verilmeye başlanmıştır. Böylece İsrâiliyat ve Mesihiyât’tan etkilenen râvîler, Hz. Peygamber’in sözlerini yanlış anlayıp aktarmış, hem âyetler hem de Hz. Peygamber’in haklı ikazları doğru anlaşılamamıştır.
As it is known, words are born, growing, undergoing loss of meaning, shrinking or expansion, and eventually die. It is possible to find examples of this in any language. Therefore, when a word is spoken in the time range and in the geography it is known how it is understood by that society, the phrase can be properly understood; otherwise unwanted meanings appear and the message inevitably becomes uncomprehensible. In this article, the word “Ye’cûc and Me’cûc” The Prophet (peace and blessings of Allah be upon him) said: “Whoever does not know what the prophet (peace and blessings of Allah be upon him) is, how he does not know what the prophet (peace and blessings of Allah be upon him) is, how he does not know what the prophet (peace and blessings of Allah be upon him) is, how he does not know what the prophet (peace and blessings of Allah be upon him). Indeed, even today, because the meaning shift in which this concept is experienced is not fully identified, the confusion continues, the unsatisfactory comments are made and people cannot get convincing answers to the questions they ask. It is known that the rapid expansion of Islamic geography and the spread of different cultures among Muslims has led to the expansion of the framework of meaning of some concepts or to the change of meaning. Because the indicators in language are closely related to the socio-cultural changes that society is experiencing. In this regard, Hz. In the period in which the Prophet lived, the word "Ye'cûc and Me'cûc" was used as "sfat" in the meaning of "bozguncu people" while in the years of advance, the influence of Jewish and Christian culture also began to be given as "name" to the peoples seen as enemies. Thus, the people of Israel and the people of Moses, The Prophet (peace and blessings of Allah be upon him) was the Prophet (peace and blessings of Allah be upon him), the Prophet (peace and blessings of Allah be upon him). The truth of the Prophet is uncommon.
Alan : Eğitim Bilimleri; Filoloji; Güzel Sanatlar; Hukuk; İlahiyat; Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler; Spor Bilimleri
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|