Türk çini sanatı, Türk süsleme sanatlarının en güzel örneklerini oluşturan alanlardan biridir. Köklerini Uygur, Karahan, Gazneli, Fatımi ve özellikle İran Büyük Selçuklu sanatından alan bu sanat, farklı kültür çevrelerinden aldığı etkileri sentezleyerek yüzyıllar boyu eşsiz örnekler ortaya koymuştur. Diyarbakır kuruluşundan bugüne kadar yeri değişmemiş olan ender kentlerden biri olarak, Anadolu-Türk Sanatının başlangıç ve gelişiminde önemli bir yeri olan merkezlerdendir. 1515 yılında, Osmanlı İmparatorluğu’nun altın çağını yaşamaya başladığı bir dönemde bu cihan devletinin hakimiyeti altına giren kent, Cumhuriyet dönemine değin 400 yılı kapsayan bu süreçte imparatorluğun en büyük eyaletlerinden biri olarak gelişimini sürdürmüştür. Diyarbakır’da çini süsleme XII. Yüzyılda Artuklularla birlikte gelmiştir. Osmanlı döneminde çini üretim merkezlerinden biri olduğu kazılarda bulunan çini fırın kalıntılarında ortaya çıkarılan Diyarbakır’da çini süsleme daha çok Osmanlı dönemine ait Hüsrev Paşa, Ali Paşa, İskender Paşa, Melek Ahmet Paşa ve Behram Paşa Camilerinde ve Sahabeler Türbesi’nde karşımıza çıkmaktadır. Bu çalışmada, Osmanlı dönemine ait Behram Paşa Camii’nde yer alan çinilerin renk, motif ve kompozisyon özellikleri üzerine bir inceleme yapılacaktır.
Alan : Eğitim Bilimleri; Filoloji; Güzel Sanatlar; Hukuk; İlahiyat; Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler; Spor Bilimleri
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|