Haberî sıfatlar, el, parmak, yüz ve kadem gibi nasslarda geçen ancak aklî deliller nedeniyle zahirî manalarıyla; nasslar içindeki bağlamları dışında, tek başına Allah’a nispet edilemeyen sıfatlardır. Bu sıfatların anlaşılması, teşbihten ve nassları yanlış değerlendirmekten kaçınmak açısından gereklidir. Âlimler arasında bu sıfatlara yönelik farklı yaklaşımlar olmuştur. Selef’e göre, Kur’ân’da ve hadislerde geçen haberî sıfatlara iman edip, te’vîl etmeden, herhangi bir yoruma gitmemektir. Buna “tefvîz”, “bilâkeyf” veya “tevakkuf” metodu da denilmektedir. Bazı fikrî münakaşalara sebep olan bu lafızları çözüme kavuşturmak için İslam âlimleri te’vil metoduna başvurmuşlardır. Yani bu sıfatların te’vili, tenzih ve takdis ilkesinin bir gereği olarak akıl ve dilbilimsel yöntemlere başvurularak ortaya çıkmıştır. Sünnî Eş’ari kelâmında ilk defa bu metodu İmamü’l-Haremeyn el-Cüveynî (ö. 478/1085)’nin kullandığı söylenebilir. Ondan sonraki âlimler de onun metodunu takip etmişlerdir. Bu makalede O’nun haberî sıfat anlayışı, problemlere çözüm önerileri ve te’vil metodu incelenmektedir.
Alan : Eğitim Bilimleri; Filoloji; Güzel Sanatlar; Hukuk; İlahiyat; Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler; Spor Bilimleri
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|