Edebî sanatların ayrıntılarla anlatıldığı belâgat kitaplarında me’ânî, beyân, bedî’olarak üç bölüm bulunmakta ve muhassinât denilen edebî sanatlar bedî’ bölümünde açıklanmaktadır. Bu bölümde edebî sanatlar mana ve söz sanatları olarak iki grupta incelenmekte ve tıbâk, mutâbakat, tatbîk gibi adlar verilen tezat sanatı ilk sırada yer almaktadır. Son dönemden itibaren ders kitaplarında tezat adıyla geçen, ama en eski belâgat kitaplarından itibaren tıbâk veya mutâbakat adıyla açıklanan bu sanatın tarif ve tasnifi belâgat kitaplarının çoğunda erken dönem belâgat kitapları ile uyum içinde verilmiştir. Belâgat kitaplarında bu sanatın farklı adlar altında geçmesi, büyük ölçüde Tanzimat sonrası gelişen Batı retorik anlayışının etkisiyle oluşmuştur. İlk belâgat kitapları ve onların takipçileri bu sanatı tıbâk veya mutâbakat adıyla verirken, Tanzimat sonrası kitaplarda bu sanat genellikle tezat adıyla verilmiştir. Uygunluk anlamındaki tıbâk ile zıtlık anlamındaki tezâddın biribirinin yerine kulanılması açıklanması gereken bir husustur. Mutabakat, tıbâk, tatbîk terimleri zıtlar bir araya getirilerek bunlar arasında bir uyum sağlamak anlamında kullanılmıştır. Bu fiilin kökü, at yürürken arka ayaklarını ön ayaklarının (ellerinin) bastığı yere basması anlamını da içerdiğinden ön-arka karşıtlığının uyumunu da ifade etmektedir. Öte yandan bu sanatın tasnifi kitaplarda farklı kümeler içinde yapılabilmiştir. Bu bakımdan bu sanatın belâgat kitaplarından araştırılarak ortaya konulması önem arzetmektedir. Bu makalede, ilk belâgat kitaplarından itibaren belli başlı kitaplar taranarak mutâbakat sanatının tarif ve tasnifi mukayeseli biçimde ortaya konulmaktadır.
Field : Eğitim Bilimleri; Filoloji
Journal Type : Uluslararası
Relevant Articles | Author | # |
---|
Article | Author | # |
---|