Enerji politikaları son yüzyıl içerisinde hemen her ülkenin ekonomik ve siyasi politikalarını doğrudan etkilemiş; özellikle ülkelerin nüfusu, sanayi kapasitesi, ulaşım ihtiyacı arttıkça enerji kaynaklarına olan ihtiyaç artış göstermiştir. Bu durum ise hükümetleri, enerji ihtiyacının sürdürülebilir bir şekilde karşılanabilmesi için politikalar üretmeye teşvik etmektedir. Son 20 yıla kadar enerji politikaları fosil yakıtların arz ve talebi, nükleer enerji kullanımı ve enerji arz güvenliği gibi konuları içerirken, yaşanan çeşitli gelişmeler yenilenebilir enerji politikalarını da gündeme getirmiştir. Enerji arz güvenliği sorunları, fosil yakıtların dünya genelinde heterojen bir dağılım göstermesi, iklim değişikliği, küresel ısınma, hava kirliliği ve çevresel felaketler gibi unsurlar, ülkelerin sürdürülebilir ve temiz bir enerji politikası geliştirebilmesini zorunlu kılmaktadır. Sürdürülebilir ve temiz enerji politikalarının başat aktörü yenilenebilir enerji kaynaklarıdır. Fosil yakıtlara kıyasla dünya genelinde homojen bir dağılım gösteren bu kaynaklar hemen her ülkede değerlendirilmeye başlanmıştır. Bu ülkeler içerisinde AB ülkelerine kıyasla yenilenebilir enerji politikalarına geç başlayan Çin, uyguladığı politikalar ve ilgili alana yönelik yatırımlarla son yılların lider ülkesi olmayı başarmıştır. Bu çalışmada, Çin’de 2006 yılında yürürlüğe giren Yenilenebilir Enerji Kanunu (YEK) ile başlayan hukuki, politik ve ekonomik süreç ele alınacak ve uygulanan politikaların yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı ile yatırım hacmi üzerindeki etkisi analiz edilmeye çalışılmıştır. Çalışmanın sonuçları, Çin’in, son 15 yıl içerisinde uyguladığı enerji politikalarının, hukuki düzenlemelerin ve teşvik sisteminin yenilenebilir enerji alanında Çin’i lider ülke konumuna taşıdığı ve yapılan düzenlemelerin kapasiteyi arttırdığını ortaya koymaktadır.
Energy policies have directly influenced the economic and political policies of almost every country over the past century; especially the country’s population, industrial capacity, and the need for transport have increased the need for energy resources. This situation encourages governments to develop policies to sustainably meet energy needs. Over the past 20 years, energy policies have covered topics such as supply and demand for fossil fuels, nuclear energy use and energy supply security, while the various developments have also brought the agenda of renewable energy policies. Energy supply safety issues, the heterogeneous distribution of fossil fuels worldwide, the elements such as climate change, global warming, air pollution and environmental disasters make it compulsory for countries to develop a sustainable and clean energy policy. The main actor in sustainable and clean energy policies are renewable energy sources. These sources, which show a homogeneous distribution around the world compared to fossil fuels, have begun to be assessed in almost every country. In these countries, China, which has been late in its renewable energy policies compared to its EU countries, has managed to become the leading country in recent years with its policies and investment in the relevant field. This study will address the legal, political and economic processes that began with the 2006 Renewable Energy Act in China, and will try to analyze the impact of the policies implemented on the use of renewable energy sources and the volume of investment. The results of the study show that China’s energy policies, legal regulations and incentive systems over the past 15 years have brought China to the leading country in renewable energy and have increased its capacity.
Alan : Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler
Dergi Türü : Ulusal
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|