Kelile ve Dimne hikâyeleri Doğu edebiyatının şöhreti en yaygın yapıtlarındandır. Kaynağını, Hint menşeli Pançatantra masallarından alan Kelile ve Dimne hikâyeleri ortaya çıktığı günden bu yana pek çok dile tercüme edilmiş bir eserdir. Türk edebiyatına ilk defa 14. yüzyılda Kul Mesut tarafından tercüme edilen Kelile ve Dimne hikâyelerinin, uzun yıllar boyunca ilgi uyandıran ikinci tercümesi 16. yüzyılda Filibeli Alaaddin Ali Çelebi tarafından Hüseyin Vaiz-i Kâşifî’nin Farsça Envâr-ı Süheylî adlı eserinden yapılmıştır. Bu eser uzun yıllar Türk edebiyatında gündemde kalmayı başarmış, eserin tercümesinden sonra Türk edebiyatında bir daha Kelile ve Dimne hikâyelerinin tercümesine ihtiyaç duyulmamıştır. Hümâyûn-nâme’nin, dönemin ihtiyaçlarına cevap veremediği durumlarda da eserin sadeleştirilmesi yoluna gidilmiştir. Osman-zâde Taib ve Ahmed Midhat Efendi tarafından sadeleştirmesi yapılan eser, pek çok kez Batı dillerine de tercüme edilmiştir. Adanalı Ramazan-zâde Abdünnâfi İffet Efendi de 19. yüzyılda Hümâyûn-nâme’nin manzum hâli olduğunu söylediği Kitab-ı Nâfi’u’l-âsâr Nevbâve-i Simâru’l-esmâr adlı eserini kaleme almıştır. Bu yazıda, Ramazan-zâde Abdünnâfi Efendi’nin, H. 1268 (M.1852) tarihinde basılan Kitab-ı Nâfi’u’l-âsâr Nevbâve-i Simâru’l-esmâr adlı bu eserinin Hümâyûn-nâme’nin manzum hali olduğunu ifade ettiği birinci kısmının çeviri yazılı metni ve bu bölümlerin Hümâyûn-nâme ve Osman-zâde’nin eseri ile belli çerçevede karşılaştırmayla örülmüş incelemesi konu edilmiştir.
Alan : Eğitim Bilimleri; Filoloji; Güzel Sanatlar; Hukuk; İlahiyat; Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler; Spor Bilimleri
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|