Osmanlı Beyliği’nin kuruluşundan 100-150 yıl sonra başlayan Osmanlı tarih yazıcılığı, zaman içerisinde oldukça ilerlemiş ve gerek Türk tarihi, gerekse Türk milli kültürü açısından önem taşıyan birçok eser ortaya çıkmıştır. Müverrihler, anlattıkları tarihî olayların yanı sıra gelenekler, görenekler, âdetler, efsaneler, atasözleri gibi milli kültür ürünlerimiz hakkında da bilgiler vermişlerdir. Özellikle yer adları konusunda, bu adlardan bazılarının hâlen yaşadığı göz önüne alındığında, verdikleri bilgiler son derece değerlidir. 15. yüzyılın önemli müverrihlerinden olan Oruç Bey de, adını yüzyıllardır yaşatan ve yaşatmaya da devam edecek olan Tevârîh-i Âl-i Osman adlı eserinde, küçük bir beylikten cihan imparatorluğu olma yolunda ilerleyen Osmanlıların çeşitli yerleşim yerlerine ad vermeleri konusunda tarihî ve değerli bilgiler vermiştir. Nitekim eserde adının veriliş hikâyesi anlatılan yerlerden pek çoğu yeni yeni Türk hâkimiyetine geçmektedir. Bu çalışmanın amacı, bugün yaşayan yer adlarının veriliş nedenlerinin araştırması yapılacağında başvurulması gereken önemli kaynakların başında gelen Oruç Bey’in Tevârîh-i Âl-i Osman adlı eserini toponimi çalışmalarına kazandırmaktır. Eser incelendiği zaman bir yerleşim yerine ad verme geleneğinin 3 başlık altında toplandığını görmekteyiz: 1. Bir olay sonucunda bir yere ad verilmesi: Mezar-ı Türk (Süleyman Şah’ın mezarı), Mezâr-ı Türk (Gündüz Alp ile Ay-togdı’nın mezarları), Taşak Yazısı; 2. Hükümdarın bir sözüne dayanarak bir yere ad verilmesi: Polunya/Taŋrı Yıkdugı Hisarı, kal‘a-i Metîn/Moton; 3. Bir kişinin anısına bir yere adının verilmesi: Karaman vilâyeti, Turgutlu, Koca-ili, İl-begi-oglı burgozı, Kostantin. Çalışma esnasında Oruç Bey’den önce yaşamış olan müverrih Âşık Paşazâde’nin Tevârîh-i Âl-i Osman adlı eseri ile Oruç Bey’in verdiği bilgiler karşılaştırılmıştır.
Alan : Eğitim Bilimleri; Filoloji; Güzel Sanatlar; Hukuk; İlahiyat; Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler; Spor Bilimleri
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|