Adalet kavramının anlamı tartışmaları, birlikte yaşama düşüncesinin egemen olduğu ve “toplum” dediğimiz rasyonel düzenin ortaya çıktığı süreçten itibaren farklı anlamlara bürünerek günümüze kadar devam etmiştir. Felsefe ve politika teorisyenlerinin sürekli gündeminde bulunan bu kavram üzerine, tarih boyunca onlarca çalışma yapılmış; böylece adil bir toplum düzeninin nasıl olması gerektiği hususu sürekli olarak tartışılmıştır. Özellikle küreselleşme ile birlikte değişen ve dönüşen dünya düzeninde herkes için bağlayıcı konumda olan sosyal adalet ilkelerini belirlemek güçleşmiştir. Bu çalışma da, Geçmişten günümüze kadar devam eden adalet tartışmalarının odaklandığıtemel hususlar nelerdir? Adaleti sadece hukuki bir kavram olarak değerlendirmek ne kadar doğrudur? Adalet’in sosyal yönüne işaret eden sosyal adalet kavramının kronolojik süreçteki değişimleri nelerdir? Kültürlerarası geçişin kolaylaştığı, çok kültürlü hayatın yaygınlaştığı bir dünya düzeninde herkes için bağlayıcı konumda olan ve her bireyin eşit haklarla donatıldığı, sosyal adalet ilklerinin egemen kılındığı bir toplumu hayal etmek olanaklı mıdır? soruları ekseninde adalet ve sosyal adalet kavramlarına ilişkin hususlar, ünlü bilim insanı “Yusuf Has Hacib’ten başlamak üzere ünlü adalet kuramcısı David Miller’e kadar adalet’e ilişkin tartışma yürüten kuramcıların görüşleri ekseninde tartışılacaktır. Çalışmamız literatür taraması yöntemi ile oluşturulmuş olup tartışmalar sistematik bir eksende değerlendirilecektir. Bu çalışma da adalet’e ilişkin sistematik bir bilgi haznesi oluşturulmakta ve konuya ilgi duyan araştırmacılar için bir perspektif sunulması amaçlanmaktadır.
Alan : Eğitim Bilimleri; Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|