Bu çalışmada, dilin dünya algısını ve dünyada varolmayı belirlemesi ve yönetmesi şeklindeki felsefi saptamadan hareketle yeni Türkçede edinilmiş alışkanlıklar üzerinden Müslüman dindarlara yansıyan hak ihlalleri soruşturulmaktadır. Akademik ve bilimsel algıların yanı sıra tarihsel ve politik arka planların da ele alındığı çalışmada, örnek bazı metinler yapıbozuma uğratılmakta ve Müslüman dindar kavramı etrafındaki algıların bilinçaltına inilmektedir. Dille ilgili her türlü etkinliğin bir bütünü olarak yeni Türkçe kültürde "˜Müslüman dindar' kavramının ima ettiği insan tipi, genelde sanılanın aksine yaşamaya yeterince hak sahibi değildir. Temel sav, Müslüman dindar kimliğinde ötekileştirilen unsurlar olmaksızın dindar bir insanın kendine bile bir "˜normal algı' üretemediğidir. Bu, bir çeşit psiko-teolojik travmadır ve derinlemesine incelenmesi lüzumludur. Bu bakımdan çalışma, Türkçedeki "˜Müslüman dindar' kavramını da yapıbozuma uğratmakta ve sonra onun asılları olarak varsayılanların durumlarını değerlendirmektedir.
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|