Yöntem sorunu, konusuna ya da nesnesine uygun biçimde bilgiyi elde etme bakımından karşımıza çıkmaktadır. Bu anlamda, özellikle 17. ve 18. yüzyıldan itibaren doğa bilimlerindeki gelişmeye bağlı olarak doğa-bilimsel yöntem, bilginin ideal modeli olarak görülmüştür. Bu pozitif bilim anlayışı ve bilgi ideali, tarihsel, toplumsal ve kültürel olgular alanına da uygulanır ve bu alanlarda doğa-bilimsel bilgi kesinliğine ulaşılmaya çalışılır. Ancak bu yaklaşım, insani/kültürel deneyim ve olguları açıklamak yerine, epistemolojik bir krize neden olur. Bu bağlamda, özellikle 19. yüzyılda YeniKantçılık ve Alman Tarih Okulu’nun başlattığı tin/kültür bilimleri ve doğa-bilimleri ayrımına bağlı olarak, sosyal bilimler için yeni yöntemler önerilir. Bu yöntemlerden biri olan hermeneutik, bireysel/toplumsal/kültürel olayları ve olguları anlama ve yorumlama yöntemi olarak ortaya konulur. Bu süreçten hareketle, Hans-Georg Soeffner tarafından geliştirilen sosyal-bilimsel hermeneutik veya hermeneutik bilgi sosyolojisi, her türlü insani/toplumsal/kültürel üretim biçimlerini anlama ve yorumlama yöntemi olarak yeniden ele alınır ve geliştirilir. Bu çalışmada, öncelikle tarihsel-felsefi olarak geleneksel hermeneutik anlayış üzerinde kısaca durulmaktadır. Sonrasında ise, Soeffner tarafından geliştirilen hermeneutik metodolojinin temel yönleri gösterilmekte ve bu metodolojinin sosyal bilimler yöntemi olarak yeterli olup olmayacağı sorgulanmaktadır
Alan : Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|