Çalışma ortamının görünmeyen risklerinden olan mobbing illetinin, basta aşırı bireyselleşme egoizm olmak üzere örgütsel toplumsal birçok nedeni bulunmaktadır. Rekabet merkezli küreselleşme koşullarında dünyada olduğu gibi ülkemizde de bütün çabalara rağmen git gide yaygınlaşmaktadır. Ülkemizde her ortamda şiddet tırmanmakla beraber özellikle psikolojik şiddet olayları daha ziyade sağlık, üniversite vb., iş güvencesi riskinin yüksek olduğu ortamlarda, daha çok görülmektedir. Bu gelişmelere paralel olarak toplumda mobbing mağduru kişi sayısının başta TBMM olmak üzere resmi ve gönüllü ilgili kuruluşlarında artış ve katılım trendi, sorunun öneminin bir göstergesidir. O yüzden bu konu bildiri konusu seçilmiştir. Konuya dair bugüne kadar artan oranda yapılan araştırmalar göstermektedir ki özdenetimin, takım ruhunun gelişmediği, görev ve sorumlulukların net oluşmadığı kurumsallaşmanın yetersiz olduğu çalışma ortamlarında mobbing olgusu daha çok yaşanmaktadır. Dolayısıyla psiko-şiddeti, örgüt kültürü ve ikliminden bağımsız düşünmek ya da tasarlamak olası değildir. Örgüt kültürü, örgüt üyeleri tarafından kabul edilen değerler ve normlar dizisi olarak düşünüldüğünde; sağlıklı bir değer ve norm serisi olan örgütlerde, psiko-şiddet gibi temel insan haklarını taciz eden etik dışı davranışlar engellenebilmektedir. Bu nedenle örgütlerde psiko-şiddet eğilimliler, eğer örgüt bünyesinde tutunabileceklerini hissederlerse mobbing illeti bir virüs gibi örgüt içinde hızla yayılabilmektedir. Dolayısıyla bir an önce kaliteli yönetim için psikolojik şiddet riskine karşı çalışma ortamlarında farkındalık düzeyinin oluşturulması gerekir. Aksi takdirde gerekli önlemler alınmazsa sağlıksız otoriter nitelikteki liderlik yaklaşımlar ve tahripkâr hastalıklı birtakım tutum ve davranışlar yüzünden nitelikli iş gören ve kurumların maddi ve manevi çöküşüne fırsat tanınmış olunacaktır. Bu bakımdan kurumlarda mobbing ile mücadelede izlenecek yol haritamızda temel ölçü; liyakat, adalet vb. bilim merkezli bir yönetim anlayışının göz ardı edilmemesi olmalıdır. Nitekim marka üniversiteleri başarıya taşıyan unsurlara bakıldığındaçok, aile tipi liderlik güvenilir iletişim, empati ve yönetişim prensipleri sayesinde sinerjisi canlı tutulan kaliteli çalışma ortamları ön plana çıkmaktadır.
Alan : Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler
Dergi Türü : Ulusal
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|