İnsanın maddî yönü olduğu gibi manevî yönü de hayli kompleks bir yapıya sahiptir. Dinî anlayışta insanın bu dünyadaki mutluluk ve sükûneti ise, onun maneviyatına bir başka deyişle insanın kalbî hayatına bağlanmıştır. Özellikle idrak ediyor olduğumuz modern çağı göz önünde bulundurduğumuzda, devamlı değişen teknoloji ve moda akımları, insanın heveslerini adeta sürekli kamçılamaktadır. Bu teknoloji ve modanın da devamlı değişip farklılıklar arzetmesi karşısında insan tatminsizlik girdabında çırpınıp durmaktadır. Çünkü dünyevî arzu ve beklentiler değişmekte ve sürekli yenilenmektedir. Sahip olunanların ise modası çabucak geçmekte ve eskimektedir. Böyle bir psikolojik olumsuzluğa gömülen çağın insanının bu sıkıntılarından kurtulması, onun dünyevî ve maddî değil, dinen ve kalben tatmin olmasına bağlıdır. Bu makalede, bu husus üzerinde “İyi bilin ki kalbler ancak Allah’ı zikretmekle itminana erer.”1 ayeti referans alınarak durulacaktır. Ayette geçen “kalb”, “zikir” ve “itminan” kelimeleri, anahtar kavramlardır. Ayet yorumlanırken bu kavramlar sırasıyla açıklanıp aralarındaki münasebete temas edilecek ve müfessirlerin bakış açıları ortaya konulacaktır.
Alan : İlahiyat
Dergi Türü : Ulusal
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|