Ülkemizde beyan esasına dayalı bir vergileme sistemi benimsenmiş olmakla birlikte, bildirilen matrahın gerçeğe uygunluğu vergi incelemesi yoluyla yapılabilmektedir. Vergi Usul Kanunun 371. maddesinde yer alan pişmanlık ve ıslah müessesi, beyana dayalı vergilerde mükellefin durumunu bazı koşulların sağlanması kaydıyla uyuşmazlıkların idari aşamada çözümleme olanağı sağlamaktadır. Vergi Usul Kanunun 359. maddesine göre, anılan kanunun 371. maddesindeki koşullara uygun olarak durumu ilgili makamlara pişmanlık dilekçesi ile bildirenler hakkında, kaçakçılık cezasının uygulanmayacağı belirtilmiştir. Dolayısıyla 371. maddede yer alan pişmanlık müessesinden yararlanma koşulları arasında yer alan ve vergi ziyaı cezası kesilmesini engelleyen “ödeme” koşulunun, kaçakçılık cezası açısından geçerli olup olmadığı konusu, halen üzerinde uzlaşılamayan bir konu durumundadır. Yine, mücbir sebeplerin var olması halinde pişmanlık müessesi için belirlenmiş sürelerin akıbeti de tartışmalı bir husustur. Bu çerçevede; vergi ziyaı olmaksızın kaçakçılık fiillerinin işlenmesi durumunda pişmanlık müessesinin uygulanmamasının vergilemede eşitlik açısından değerlendirilmesi, matrahsız verilen beyannamelerin vergi ziyaına sebebiyet verilmediği gerekçesiyle pişmanlık hükümleri çerçevesinde kabul edilmemesinin ortaya çıkarabileceği sonuçlar da üzerinde durulmaya değer özellikler taşımaktadır. Çalışmamızda, bu konular vergi hukuku ve ceza hukuku normları dikkate alınarak değerlendirilmekte ve ortaya konulan sorunlara yönelik görüş ve önerilerde bulunulmaktadır.
Field : Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler
Journal Type : Uluslararası
Relevant Articles | Author | # |
---|
Article | Author | # |
---|