Özet:

Bireylerin ve toplumun sağlık hakkı, özellikle sanayileşme sonrası, 1929 Ekonomik Buhranı ve İkinci Dünya Savaşı sonrası en temel insani hak olarak kabul görmeye başlamıştır. İkinci Dünya Savaşı sonrası sosyal devlet anlayışının yaygınlaşmasıyla birlikte sağlığın korunması, sağlık sorunlarının ortadan kaldırılması, sağlıklı yaşam koşulların oluşturulması ve sürdürülmesi, kamusal bir hizmet niteliği kazanarak devlet tarafından üstlenilmiştir. Bu kapsamda devletler bireylerin ve toplumun sağlık sorunlarına karşı güvence altına alınması için, sosyal güvenlik sistemleri içerisinde sağlık sistemlerini oluşturmuştur. Sosyal devlet anlayışı, 1970’li yıllarda meydana gelen petrol krizleri sonrası küreselleşme hareketleri ve uygulanan neo-liberal politikalar sonucu kamusal hizmetler yeniden yapılandırılmıştır. Sosyal ve ekonomik gelişmeler beraberinde sağlık harcamalarını artmasına yol açtığı için devletler, söz konusu harcamaların maliyetleri ve finansmanı noktasında yeni düzenlemelere gitmiştir. Bu çalışmada 2008 küresel ekonomik krizi sonrası ABD ve Türkiye’deki sosyal güvenlik anlayışındaki değişiklikler ile uyguladıkları sağlık reformları incelenmiştir. Bu bağlamda her iki ülkenin sağlık hizmetlerinin kalitesi ve sağlık harcamaları göstergeleri dikkate alınarak, ülkelerin bütçelerinde meydana getirdiği mali etkilerin benzerlikleri ya da farklılıklarının, karşılaştırılarak ortaya konulması amaçlanmıştır.

Anahtar Kelimeler: