İnsan, sosyal bir varlıktır ve ontolojik gelişimini bir toplum içerisinde sürdürmektedir. Bu açıdan insan ile toplum arasında dinamik bir ilişki bulunmaktadır. Nasıl ki toplumsal bir davranışın oluşumu insandan bağımsız değilse aynı şekilde insan davranışı da toplumsal olgu, olay ve ortamdan bağımsız değildir. Yani, psikolojik bir varlık olarak insan (birey psikolojisi), toplumdan daha doğu bir ifade ile toplum psikolojisinden ayrı düşünülemez. Orhan Pamuk’un son romanı “Kırmızı Saçlı Kadın” da bu açıdan birey psikolojisi ile toplum psikolojisinin etkileşimini ilginç bir şekilde gözler önüne sermektedir. Romanda sevgi, aşk ve en önemlisi baba-oğul ilişkisi sosyo-psikolojik bir odaklanma ile işlenmektedir. Romanda bireyin toplumla ilişkisine değinilmekle birlikte esas olarak bir davranışın oluşumundaki sosyo-psikolojik etkiler/itkiler ön plandadır. Bireysel korkuların sosyal kılığa bürünerek açığa çıktığı romanda toplumsal koşulların ve toplumların psikolojik yapılanmalarının bireysel korkuların oluşumundaki etkisi yoğun olarak işlenir; Kral Oidipus ile Rüstem ve Sührab anlatıları üzerinden Batı ve Doğu medeniyetlerinin kendine özgü sosyo-psikolojik yapılanmaları sorgulanır; tarihsel bir varlık olarak insanın medeniyet ile ilişkisi bir “yineleyiş” olarak değerlendirilir ve sosyo-psikolojik veraset, içgüdüleri harekete geçirmede etkili olarak kullanılır. Yine romanda başkarakter Cem’in ve oğlu Enver’in neredeyse bütün davranışları toplumsal olay ve olgulara bağlı olarak şekillendirilir ve bu ilişkinin sağlam temellere oturtulması uğruna yer yer bazı kurgusal kusurlar baş gösterir.
Relevant Articles | Author | # |
---|
Article | Author | # |
---|