2019’da yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden sonra yürürlüğe girecek olan son Anayasa değişiklikleri ile, söz konusu Anayasa değişiklikleri ile öngörüldüğü biçimiyle Türk Hukukunda daha önceden bulunmayan yeni bir kamusal işlem türü olarak “Cumhurbaşkanlığı kararnameleri” hukuk düzenimizde yerini alacaktır. Söz konusu cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin hukuki niteliklerinin ve normlar hiyerarşisindeki yerlerinin, dolayısıyla tabi olacakları hukuki rejimin belirlenmesi Anayasa değişikliklerinin yürürlüğe girmesinden sonra başta yargı yerlerinin çözmesi gereken bir hukuki sorun olarak ortaya çıkacaktır. Bu sorunun çözümüne katkı sağlamak amacıyla Cumhurbaşkanlığı kararnamesinin Türk Hukukundaki yeri konusu, konuya ilişkin Türk doktrini ile Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine benzer bir hükümet sistemi olan yarı-başkanlık sisteminin hakim olduğu Fransız hukukunun incelenmesi suretiyle ele alınmıştır. Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin konusu bakımından “mahfuz alan” ve “yasamayla paylaşımlı alan” olmak üzere ikiye ayrıldığı; mahfuz alan kararnameleri ile bireysel ve düzenleyici işlemler tesis edilebildiği; “yasamayla paylaşımlı alan”da da paylaşımın esasa ve usule ilişkin olabildiği ve Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin hukuki rejiminin bu ayrım çerçevesinde tutarlı bir biçimde belirlenebileceği sonuçlarına ulaşılmıştır.
With the latest constitutional amendments that will enter into force after the presidential elections in 2019, the "Presidential decrees" will take place in our legal system as a new kind of public proceedings that has not previously been presented in Turkish law as provided by the relevant constitutional amendments. The determination of the legal characteristics and places in the hierarchy of the presidential decrees, and therefore the legal regime to which they will be subject, will arise as a legal problem that the courts must first settle after the changes to the Constitution enter into force. In order to contribute to the solution of this issue, the place of the Presidential decree in Turkish law was addressed by the examination of the Turkish doctrine on the subject and the French law in which the semi-presidential system, which is similar to the Presidential government system, is dominated. The presidential decrees have been divided into two areas: the "defined area" and the "defined area" in terms of the subject; the "defined area" and individual and regulatory procedures can be established; the "defined area" and the "defined area" can be related to the essence and procedure and the presidential decrees can be consistently determined by the legal system in this framework of distinction.
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|