Weber, İslam’ın şehirli aydınların değil, ganimet, fetih ve cinsel arzularını tatmin beklentisiyle motive edilmiş disiplinli savaşçılardan oluşan bir bedevi silahşorlar dini olarak ortaya çıktığını savunur. Ona göre İslam, kadın, lüks ve mal-mülk konusunda, tamamen hedonist bir ahlâkı benimsemiştir. Bu yüzden, kapitalizmin zemin hazırlayıcıları olan “serbest pazar”, “rasyonel teknoloji”, “rasyonel hukuk”, “otonom şehirler” ve “burjuva sınıfı”nın İslam toplumlarında yer edinemediği kanısındadır. İslam dünyasında onların yerini dinî hukuk ve iş dünyasındaki devlet müdahalesi almıştır. Weber’in İslam eleştirisi, kendi metodolojik ilkeleriyle bile ters düşen çelişkilerden ve önyargılardan dolayı ciddi boşluklar içermektedir. O, İslam konusunda kendi yöntemini terk eden bir sosyolog olarak tarihe geçmiştir
the weber islam’s urban enlightenment has not been created in a bedhouse guns composed of disciplinary warriors that are motivated with the expectation of ganimet fetih and sexual desire. according to him, islam has adopted a completely hedonistic force in terms of luxury and malmülk, so the “serbest market” “ratic technology” “ratic law” “otonom cities” and “burjuva class” has been involved in the conflicting principles in their own world of law and in the conflict of conflict, even in the world of political conflicts, and the conflict of political conflicting laws, and the conflict of political conflicts, in the world
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|