Nasıl ki özne kendini tanımlarkenaz bir ötekine ihtiyaç du-yuyorsa toplumlar da kendilerini tanımlarken öteki/ötekilere ihtiyaç duya-caktır. Batı için bu öteki Doğu’dur. Yüzyıllarca öteki olarak konumlandırı-lan Doğu için ise Batı karşı-öteki olacaktır. Yakup Kadri Karaosma-noğlu’nun Bir Sürgün adlı romanı öteki ve karşı-öteki kavramlarını ortaya sermesi açısından oldukça önemli bir eserdir. Romanda Batı için öteki olan Doğunun gizemli ve egzotik görülen doğası aralarına girmeye çalışan bir Doğulu ile nasıl alt üst olup tehlike arz eden, aşağılanan, hor görülen bir duruma geldiği okura gösterilmeye çalışılır. Bunun yanı sıra romanın asıl meselesi olan Doğunun kendini ve kendi kültürünü tanıması meselesi öteki durumuna düşmesinden hemen sonra geliştirdiği karşı-öteki kavramıyla birleşir. Bu anlamda öteki ve karşı-öteki açıklanırken şarkiyatçılığın (or-yantalizm) ve garbiyatçılığın (oksidentalizm) görüşlerinden yararlanılacak-tır. Fakat bu akımlardan yararlanırken temel çıkış noktamız öteki olmaya devam edecektir.
if societies need a lot of self-definals, then the societies will need the other and the west, this is the east of the west, for the east, which is located far beyond centuries, is a very important work in terms of the discovery of the novel of the black ottoman, which will be against the west, and how the ancient culture of the nature of the eastern, which is beyond for the west, will be used to enter the ancient and exotic nature of the nature of the eastern, which is beyond the existence of the presentness, and will continue to be seen in the situation, as well as to be seen from the basic culture, and beyond the existence of the presentness of the presentness of a novel
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|