Kültür varlıklarının korunması meselesi kültür varlıkları üzerindeki mülkiyet hakkıyla yakından bağlantılıdır. Bu nedenle kültür varlığı açısından zengin kaynak ülkeler bir kanun hükmüyle kendi topraklarında bulunan bütün objeler üzerinde devlet mülkiyeti tesis etmeyi tercih etmektedir. Böylelikle menşe ülke ipso iure bulunan objelerin maliki olmaktadır. Türkiye de bir kaynak ülke olarak 1884’den beri bulunan bütün arkeolojik objelerin kanun gereği devlet mülkiyetine tâbi olduğu prensibini kabul etmiştir. Bununla birlikte özel mülkiyete tâbi diğer çeşit kültür varlıkları da bulunmaktadır. Kanun kapsamında kültür varlığı tanımı ile kültür varlığı üzerinde devlet mülkiyeti kavramı birbirinden farklıdır. Bu makalede kamu mülkiyeti tanımı ile kültür varlığı tanımı arasındaki farklar irdelenmektedir.
The issue of the protection of cultural assets is closely related to the right of property on cultural assets. Therefore, countries rich in cultural existence prefer to establish state property on all the objects in their territory by a law. It is the land of the Ipsis, which is the land of the Ipsis, the land of the Ipsis. As a source country, Turkey has also accepted the principle that all archaeological objects found since 1884 are subject to state property by law. However, there are also other kinds of cultural assets following private property. The definition of cultural existence and the concept of state property on the cultural existence are different within the framework of the law. This article describes the differences between the definition of public property and the definition of cultural existence.
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|