Ebû Hâşim el Cübbâî, ilâhî sıfatların ontolojik bir varlığa sahip olmadığı görüşü ile bunların ilâhî zâtta bulunan sonsuz manalar olduğu görüşü arasında ara bir çözüm bulma amacıyla ahval teorisine başvurmuştur. Bu teoriye göre sıfatlar ontolojik varlıklar değil sadece ilâhî zâtın birer halleridirler. Bâkillânî ise bu teoriyi Eş'arî sıfat anlayışını daha tutarlı bir şekilde ortaya koymak amacıyla dönüştürerek sitemine taşıdı. Buna göre haller ilâhî zâtın değil, ilâhî sıfatların halleri idi. Ayrıca teori, âlemde nesnelerdeki manalar ile bu manaların idrakimize konu olan yönleri arasında zorunlu bir nedenselliğin varlığı iddiasını taşımaktadır. Teori her ne kadar yarı determinist olan Mu'tezile kelamcıları için uygun olmuşsa da kâdir-i muhtâr Tanrı fikri temelli olan Eş'arî anlayışı ile tutarlı olmamıştır. Çünkü bu anlayışta bir nesnedeki mana ile onun hâli arasında doğrudan bir nedensellik ilişkisi söz konusu değil; aksine bunlar arasında ilâhî irade ve kudretin taalluku bulunmaktadır. Bu durumda bir nesnedeki hallerin illeti zâttaki manalar değil ilâhî irade ve kudret olmaktadır.
in order to find an intermediary between the opinions that the ebû is not an ontological existence of eternal adjectives and the eternal manas in the eternity of them has been applied to the ahval theory in order to find a solution between the theory of the tentological entities, but not only the prosecution of the verses, but in order to bring this theory to a more consistent understanding of the contemporary understanding of the contemporary nature of the verses, and not to the fact that there were not the fundamental aspects of the verses of the verses of the existence of the verses
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|