Başka bir iklimde doğup sonradan Müslümanların gündemine giren sekülerlik, laiklik ve bu iki kavramla ilgili diğer kavramların açıklığa kavuşturulabilmesi, seküler düşüncenin doğuşu, bu düşüncenin gelişmesini ve yaygınlaşmasını besleyen, dinî, siyasî, içtimai ve tarihi şartların arka planlarının iyi incelenmesi önemli olsa gerektir. Bu sebeple BatıHıristiyan Orta Çağı’nın toplumsal koşullarının ürettiği seküler düşüncenin, laiklik ve sekülerlik arasındaki işlevsel farkın doktriner unsurlarını bilimsel olarak tespit etmek gerektir. Kimi aydınlarımıza göre sekülerlik, laiklikle eş anlamlı, devletle dinîn uzlaşıp her birinin kendi alanlarına çekilmesi, la dinîlik, dünya ve ahiret ayrımı, din konusunda mutlak tarafsızlık olarak değerlendirilirken; kimi aydınlarımıza göre de laiklikten daha ileri düzeyde çağdaş bir yönetim biçimi, dinîn sosyal yapıdaki otorite ve geçerliliğini yitirmesi, doğaüstü olayların tabii ve dünyevî olaylarmış gibi algılanması, insan aklının dinî ve metafizik bağlardan kurtarılmış ve dinîn bir vicdan meselesi haline gelmesi şeklinde tanımlanmaktadır.
Alan : Güzel Sanatlar; Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler; Spor Bilimleri
Dergi Türü : Ulusal
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|