Felsefe, en temelde insani sorunlara bir tür tanıklık etmektir. Bunun anlamı insanın her varolduğu anda yeni bir felsefi içerimin söz konusu olmasıdır. İnsan olmanın tek bir biçimi yoktur. Bu nedenle farklılıklar nesnel gerçekliği daima önkoşullarlar. Buna göre, felsefe yapmanın da tek ve otonom bir yolu yoktur. Türkiye koşullarında felsefe yapmanın çıkış noktası bu ülkenin özgüllükleri olmalıdır. Bunu sağlamak üzere yeni bir yöntem tartışması ve tarih için yeni bir yaratım kaçınılmazdır. Bu çalışmada Türkçe tanıklıklar dolayımında mümkün bir felsefenin içerimleri tartışılmaktadır. Türkiye'de insan üzerine konuşmanın nesnel yolu, Türkçe düşünmeyi başarabilmekle kendini ortaya koyar. Bu da ancak Türkçe tanıklıkların geriye dönük olarak anlamlandırılmasıyla mümkün olmaktadır. Böyle bir felsefe, nihai noktada bu toplumun özgüllüklerine göreli bir içerimi imlemektedir. Anahtar Kelimeler: Felsefe, Yöntem, Tarih, İnsan, Farklılık, Özgüllük.
Philosophy is a kind of testimony to human problems. This means that every time the human being exists, a new philosophy is subject to. There is no one way to be a human. Therefore, differences are always prerequisites for the objective reality. There is no single and autonomous way of making a philosophy. The starting point of making philosophy in the circumstances of Turkey should be the individualities of this country. It is inevitable to discuss a new method and a new creation for history to ensure this. This study discusses the contents of a possible philosophy due to Turkish testimony. In Turkey, the objective way of speaking about man shows himself by being able to think Turkey. This is only possible with the interpretation of Turkish witnesses backward. Such a philosophy ultimately implies a relative contents to the peculiarities of this society. Keywords: Philosophy, Method, History, Man, Difference, Selfishness.
Alan : Hukuk; Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|