Abstracten Bu makalede, Nietzsche’nin hakikat anlayışının kimi boyutlarını eleştirel bir bakış açısından inceliyorum. Baştan sona Nietzsche’nin sanata ilişkin olarak “esin” teorisi ile hareket ettiğini göstermeye çalışıyorum. Muhtemelen hayatla sanatkarane iştigalin tüm önemini oluşturan şey bu, yani, sanatın esin yoluyla hayata getirdiği yaratıcı boyut. Sanat hayatla tahayyülsel bir ilişkiyi özgür kılıyor ve böylelikle estetik momenti aslileştiriyor. Ancak Nietzsche’nin neredeyse hiç sorgulamadan kabul ettiği sanatsal üretimin özerkliğine ilişkin kimi sorular ortaya atıyorum. Bu özerklik varsayımı Nietzsche’nin Kant’ı takip ederek sanat ve hakikat arasındaki bağları gözardı etmesinin bir parçası. Bu özerkliğin savunulamazlığı her türlü sanatın işlevi için esas olduğunu düşündüğüm hakikatle ilişkinin yeniden ele alınmasını davet ediyor. Bu anlamda, bu ilişkinin tahkik edilmesinin sanatın insan hayatındaki yerinin tam olarak takdir edilmesi noktasında hayati bir şey olduğunu ileri sürüyorum. Bu ise tahayyül ve esiniönce hakikatin perspektifinden anlamamızı gerekli kılıyor.
Alan : Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler
Dergi Türü : Ulusal
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|