Altay Türkleri (Kumandı, Çalkandı, Tuba, Telengit, Teleüt, Altay Kişi) oldukça eski zamanlardan beri Altay Dağlarının vadilerinde ve nehir kıyılarında çeşitli boylar hâlinde yaşamaktadır. Çetin bir coğrafyada bulunmalarına ve sayıca az olmalarına rağmen Şamanistik bağların tabiatla uyumu kolaylaştıran rehberliği sayesinde asırları aşıp bugüne ulaşmışlardır. Bu bağların günlük hayata bir yansıması olarak; Altaylılar, “hayat-coğrafya-inanç” üçlemesi çerçevesinde yolculuğa çıkmadan önce ve yolculuk süresince ağaç dallarına bez bağlamak, taş koymak, dua etmek ve adak sunmak şeklindeki bir dizi eylemden oluşan birtakım pratikleri, ritüelleri gerçekleştirmektedirler. Anılan eylemler, bazen kutsal bir ağaç ve su kıyı- sında, bazen de taş yığınlarıyla çevrili (oboo) ibadet alanlarında yerine getirilmektedir. Altay Türkleri’nin bu mekânlarda hüküm sürdüğüne inandıkları koruyucu ruhlardan/iyelerden izin almaları için yapılan bütün pratiklerin usulüne uygun bir şekilde yerine getirilmesi oldukça önemlidir. Bu makalede, temel olarak Altay Türkleri tarafından gerçekleştirilen yolculukla ilgili uygulamalar; Sibirya’dan Anadolu’ya uzanan çizgi üzerinde bulunan diğer Türk-Moğol toplumlarından ve onlarla yıllardır birlikte yaşayan Ruslardan da konuyla ilgili örnekler sunularak ele alınmıştır.
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|