22 Temmuz 2007 genel seçimleri Türkiye’de kadınların siyasetteki konumlarını tartışmak için yeni bir fırsat yaratmıştır. Kadınların siyasetin vitrininden çıkıp, siyasetin içinde, aktif bir özne olarak yer alabilmeleri için gerekli ve yeterli temsil edilmeleri talebi, bu seçim döneminde KADER’in “bıyıklı kadınlar” afişi ve “Meclis’e girmek için erkek olmak şart mı?” sloganıyla gündeme taşındı. Ayrıca, 1946’da çok partili hayata geçişle artmaya başlayan ve 1980 sonrasında giderek büyüyen siyasetteki temsil sorununun aşılması için olumlu ayrımcılık ve kota uygulamaları çözüm önerileri olarak tartışmaya açıldı. Kampanyaya yönelik muhafazakâr karşı duruşlar ve samimi olmayan demokrateril tavırlar sergilendi. Ancak kampanya, hem kadın aday sayısında hem de Meclise seçilen kadın milletvekili sayısında önemli bir artış sağlanmasına katkı yaptı. İlk kez, Cumhuriyetin ilk meclisinin üstünde bir kadın temsil oranına ulaşıldı. Ancak bunun sürekliliğinin sağlanması ve gerçek başarıya ulaşılmasının temel yolu ise, siyasal partilerin yönetim organlarında ve Mecliste kadın temsilini artıracak yasal kota uygulamalarıyla olabilir. Çünkü siyasette ve yönetimde kadınların varlığı; kadınlara karşı uygulanan cinsiyet ayrımcılıklarının önüne geçmeye, fırsat eşitliğini artırmaya, kadınların siyasal ve ekonomik alanlara tam katılımını sağlayacak özel önlemler almaya ve olumlu ayrımcılıklar geliştirmeye olanak sağlayacaktır.
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|