İlk gençlik yıllarında mutlu, neşeli bir insan olarak sunulan Tevfik Fikret oğlu Halûk’un dünyaya geleceği haberini aldığı andan itibaren dikkatini sosyal çevreye yöneltmeye başlamış, II. Abdülhamit Dönemi’nin siyasî ve sosyal koşulları karşısında derin bir ümitsizliğe kapılan şair, uzun süre kötümser bir ruh haline bürünmüş ve yavaş yavaş varoluşsal değerlerini kaybetmeye başlamıştır. “Gayyâ-yı Vücûd” adlı manzumede de görüldüğü gibi yaşamla bağını iyice gevşeyen şair, oğluna olan sevgisi ve babalık mes'uliyeti sayesinde kendisini bir süreliğine hapsettiği ‘gayya’ kuyusundan çıkaracak yaşam enerjisine kavuşmuş ve Batılı değerlerden oluşan bir gelecek tasarımı inşa etmeye başlamıştır. Yani Halûk şair için ‘boşluğu fark ediş’ ve ‘diriliş’ olmuştur.
In the first years of youth, Tevfik Fikret, who was presented as a happy, happy person, began to direct his attention to the social environment from the moment he received the news of the future of his son Halûk, II. The poet, who was deeply disappointed in the political and social conditions of the Abdülhamit period, for a long time became a pessimistic spirit and gradually began to lose its existential values. As seen in the manuscript "Gayyâ-y Vücûd", the poet, who relieved his bond with life, thanks to his son's love and fatherhood, got the life energy to get out of the "gayya" basin where he was imprisoned for a while and began to build a future design consisting of Western values. It is a poem that has been “discovered” and “discovered”.
Alan : Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler
Dergi Türü : Ulusal
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|