Almanya’nın Avrupa ve İkinci Dünya Savaşından sonra özellikle Avrupa Birliği (AB) içerisindeki rolü, her daim tartışmalı konulardan biri olmuştur. İkinci Dünya Savaşı’nın ardından Almanya’nın barışsever toplumlardan biri haline gelip gelmediğine dair endişeler mevcuttur. Günümüzde bu endişeler yerini, ekonomisiyle ve teknolojisiyle AB içerisinde kendi hegemonyasını kabul edilebilir yollarla geliştirmeye çalıştığına dair yeni endişelere bırakmıştır. Nitekim, Avrupa’nın bu kadar güçlü hatta adeta hegemonya izlenimi uyandıran, diğer taraftan da sağlam ekonomisi ve finans sektörü ile bir muhasebeci görüntüsü çizen Almanya’yı ne şekilde kabul edip yoluna devam edeceği bu bağlamda önemli bir sorundur. Bu çalışmanın amacı, Almanya’nın AB’nin ilk yıllarından bu yana Avrupa entegrasyonu içerisinde sürekli gelişen yeri ve şimdilerde geldiği baskın pozisyonu son yıllardaki ekonomik krizler ve bu krizlerin Avrupa nezdinde bulduğu yankılar bağlamında incelemektir. Bu çalışmada Almanya’nın savaşın ardından geçirdiği dönüşüm süreci, AB karar alma süreçlerindeki etkinliği, özellikle Yunanistan ekonomik krizi ile daha da görünür hale gelen krizlerin yönetilmesindeki rolü ve son olarak da Avrupa’nıngüçlüsü durumundaki ekonomisinin Eurozone içerisinde göreceli konumu, Almanya’nın hegemonyaya doğru dönüşmesinin görünürdeki örnekleri olarak ele alınacak konulardır.
Alan : Eğitim Bilimleri; Güzel Sanatlar; İlahiyat; Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|