Sten Nadolny'nin Selim ya da Konuşma Yetene~i Adlı Romanında ki Tuuml;rk Figuuml;ruuml;: Selim ve Mesut. Tuuml;rk-Alman ilişkilerinin uzun bir geccedil;mişi vardır. Federal Almanya Cumhuriyeti'nin konuk işccedil;i kabul etmeye başladıgı 60'lı yınarda Tuuml;rkler bu uuml;lkeye akın edince, iki uuml;lke arasındaki ilişkiler degişik bir gouml;ruuml;nuuml;m kazanır. Ouml;nceleri her şey yolunda giderken, duuml;nyanın ve dogal olarak Federal Almanya Cumhuriyeti'nin ekonomik koşulları bozulmaya YUZ tutunca, Almanya'daki Tuuml;rk işccedil;ileri giderek artan bir yabancı duuml;şmanlı~ı olgusuyla karşı karşıya gelir. Yabancı duuml;şmanlı~ı olgusunun arkasında kuşkusuz yalnızca olumsuz ekonomik koşunar değil, birbirini yeterince tanımamaktan kaynaklanan yanlış-ve ouml;nyargılar da vardır. Alman kamuoyunda oluşan olumsuz Tuuml;rk imajı ve Tuuml;rklerle ilgili yanlış yargılar yazınsal yapıtlara da yansımıştır. Ancak zaman zaman Tuuml;rklerin olumlu yansıtıldığı yapıtlar da yazın duuml;nyasının guuml;ndemine gelmektedir. Sten Nadolny'nin Selim oder die Gabe der Rede adlı romanı, Tuuml;rklerin olumlu bir gouml;ruuml;ntuuml; ccedil;izdi~i yapıtlara iyi bir ouml;rnek olarak gouml;sterilebilir. Roman, Selim ya da Konuşma Yeteneği adıyla Tuuml;rkccedil;e'ye de ccedil;evrilmiştir. Selim oder die Gabe der Rede, Tuuml;rklerin 60'lı yınarda başlayan ve 90'lı yınarın başına kadar olan Almanya ouml;ykuuml;suuml;nuuml; konu edinir. Nadolny, yapıtta Tuuml;rk ve Almanların birbirleriyle ilgili yanlış yargılarını nesnel bir biccedil;imde bir roman kurgusu iccedil;erisinde sorgulamayı dener. Romanın en ouml;nemli niteliklerinden birisi, başkişinin bir Tuuml;rk oluşudur. Selim Almanya'ya buuml;yuuml;k uuml;mitlerle gelen bir Tuuml;rk konuk işccedil;idir. Tuuml;rkiye'de sportif accedil;ıdan buuml;yuuml;k geleceği olan şampiyon bir guuml;reşccedil;i olmasına ra~en, Almanya'da sıradan bir konuk işccedil;i olmayı yeglemiştir. Doguştan bir konuşmacı olması, başka bir deyişle, herkesi etkileyen bir konuşma yeteneğine sahip olması nedeniyle, romanın ikinci başkişisi ve aynı zamanda anlatıcısı olan Aleksander'in dikkatini ccedil;eker. Aleksander'in en buuml;yuuml;k amacı iyi bir konuşmacı olmaktır ve konuşma yetenegine hayran kaldıgı Selim' i kendisine ouml;rnek almaktadır. Aleksander'in, yani bir Alman figuuml;ruuml;n Selim'e ouml;ykuuml;mnesi, Alman yazın eleştirmenlerinin yapıta olumsuz yaklaşmasına neden olmuştur. Eleştirmenlerin bu olumsuz yaklaşımı hem olumsuz Tuuml;rk imajının ne denli yerleşik olduğunu hem de yapıttaki olumlu Tuuml;rk imajının boyutlarını ortaya koyması accedil;ısından ouml;nemlidir. Selim, roman kurgusu iccedil;erisinde, guuml;ccedil;luuml;, cesur ve yardımsever bir tip olarak ouml;n plana ccedil;ıkarılır. Onun yer aldıgı kesitlerde olumlu bir anlatım tutumu belirgin bir biccedil;imde kendisini hissettirir. Romandaki ouml;nemli Tuuml;rk figuuml;rlerden birisi de Mesut'tur. Kurnaz, bencil, kouml;tuuml; niyetli ve hedefine ulaşmak iccedil;in her yolu deneyebilecek bir yapıya sahiptir. Onun yer aldıgı kesitlerde ise oldukccedil;a olumsuz bir anlatım tutumu saptanabilir. Mesut bir anlamda Selim'in karşıt tipi olarak degerlendirilebilir. Nadolny, romanda Selim'i iyi, Mesut'u kouml;tuuml; Tuuml;rk tipi olarak karşı karşıya getirir. Bu karşı karşıya getirme aslında yazarın bilinccedil;li bir seccedil;imidir. Nadolny bu sayede yapıtına nesnellik kazandırmayı başarır ve verdiği mesajların okuyucuda daha etkili olmasını sağlar. Sonuccedil; olarak, Selim ader die Gabe der Rede adlı roman, Tuuml;rk ve Almanların daha barışccedil;ıl ve ouml;nyargısız bir ortamda birlikte yaşamasına ouml;nemli katkılar sağlayan ender yapıtlardan biri olarak nitelendirilebilir.
Relevant Articles | Author | # |
---|
Article | Author | # |
---|