Korku, insanlık tarihinin başlangıcından beri her insanın sahip olduğu en güçlü duygulardan birisidir. İnsanı yaşamı boyunca terketmeyecek doğal bir dürtüdür. İnsanın acziyetini ortaya koyan gerçeklerden bir tanesidir. Kur’ân’ın bize bildirdiği Allah korkusu, insanı Yaratıcı’sından kaçırmaz ve uzaklaştırmaz. Aksine insanı O’na yaklaştırır ve bağlar. Kur’an hem dînî, hem de dünyevî korkulardan söz eder. Dînî korku türleri Allah korkusu, kıyâmet günü korkusu, cehennem korkusu, şeytan korkusu, isyâna düşme korkusu, amellerin iptali korkusu ve hidâyetten sapma korkusudur. Dünyevî korku türleri ise ölüm korkusu, fakirlik korkusu, can ve malın azaltılması korkusu, dünyevî çıkar korkusu, düşman korkusu, zâlim beşer korkusu, endişe anlamında korku, uyarı tarzında korkutma, dünyevîleşme korkusu ve kınayanın kınamasından korkmadır. Kur’ân, korku ve ümit arasındaki dengenin önemine dikkat çeker. Bu açıdan ümit, korku duygusunu dengeleyen bir unsur olarak karşımıza çıkmaktadır. Korku hali, insanı korkudan nasıl kurtulacağına dair düşünmeye sevk eder. Bu psikolojiye sahip bir kişi, doğal olarak Allah’a yönelecek, O’na yakınlaşacak ve O’nun merhametine sığınacaktır. Bu çalışmada Kur’ân’da geçen havf’ın sözlük ve ıstılâhî anlamına kısaca değinilecek, ulemânın havf hakkındaki görüşlerine yer verilecek ve tek başına çalışılmayan Kur’ân’da geçen korku türleri ele alınacaktır. Çalışmanın amacı, korkunun tüm yönleriyle anlaşılmasına katkı sunmaktır.
Alan : İlahiyat
Dergi Türü : Ulusal
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|