Views
14
Kız çocuklarının bakım emeğinin, toplumsal yeniden üretim teorisi içerisinde çok fazla yer almadığı söylenebilir. Bunun bir sebebi feminist literatürde ‘yaş’ kategorisinin çocukluk dönemini kapsayacak şekilde sorunsallaştırılmamış olmasıdır. Diğer sebebi ise konunun çocukluk çalışmaları ile sınırlı kalmasıdır. Ekseriyetle Büyük Britanya odaklı, ‘genç bakım verenler’ (young carers) olarak tanımlanan ve engelli aile bireylerine bakan çocukların sosyal refah sistemi içerisindeki durumlarına odaklanmış çalışmalar söz konusudur. Bu çalışmaların toplumsal cinsiyet boyutunu göz ardı ettiğine dair eleştiriler gelmiştir. Son yıllarda kız çocuklarının bakım emeğinin toplumsal yeniden üretim teorileri içerisindeki yerine odaklanan tartışmalar önem kazanmaya başlamıştır. Çocukların bakım veren konumunda olmalarının yarattığı toplumsal cinsiyet temelli eşitsizlikler ve bu bağlamda kız çocukları ve ev içi emek ilişkisini ortaya koyma yönünde çalışmalar toplumsal yeniden üretimin karmaşık yapısını gösterir niteliktedir. Toplumsal cinsiyet, sınıf, yaş (çocukluk) gibi kategorilerin kesişimselliği, kız çocuklarının bakım emeğinin boyutlarını belirlemekte ve yaşam fırsatlarını şekillendirmektedir. Türkiye, kız çocuklarının ev içi emek yüklerinin oldukça yüksek olduğu bir ülkedir. Ev işlerinde faaliyette bulunan kız çocuklarının (6-17 yaş) oranı %51,3’tür (TÜİK 2019). Kesişimsellik yaklaşımı çerçevesinde toplumsal yeniden üretim teorilerinin kız çocuklarını da kapsayacak şekilde ele alınması, bakım emeğinin, özellikle alt sosyo-ekonomik ailelerden gelen kız çocuklarının topluma eşit katılımları üzerindeki belirleyici etkisini tartışmaya açabilir. Makale, toplumsal yeniden üretim çerçevesine yaş kategorisini de getirerek, ev için emeğin yarattığı eşitsizlikleri toplumsal cinsiyet ve sınıf kategorileri ile birlikte “çocukluk” kategorisini de dikkate alarak, tartışıyor. Özellikle de çocukluğu, karşılıksız bakım emeğinin feminist yazınında kesişimsel eşitsizliklerin daha az kavramsallaştırılmış bir kategorisi olarak ‘yaş’ı toplumsal cinsiyetle iç içe geçmiş bir sosyal kategori olarak ele alıyor. Bu bağlamda, bu makale kesişimsel eşitsizlikler ekseninden Türkiye’de kız çocuklarının ev içi bakım emeğine odaklanmaktadır. 2000’li yılların bakım siyaseti ve sosyal politikaları da dikkate alınarak, toplumsal yeniden üretim teorisinin eleştirel bir okuması içerisinden kız çocuklarının eşit yaşam hakları makalede tartışılacaktır. Türkiye odaklı tartışma içerisinde Rai ve vd.’nin (2014) ortaya attığı toplumsal yeniden üretim yoluyla tükenme (depletion through social reproduction) ele alınacak ve İstanbul’da kardeş bakımlarını üstlenmiş kız çocukları ile yapılan niteliksel araştırmaya dayanarak ev içi bakım emeğinin yarattığı kırılganlıklar ele alınacaktır.
It can be said that the care work of the girls does not take much place in the theory of social re-production. One reason for this is that in feminist literature the ‘age’ category is not problematized in such a way as to cover the childhood period. The other reason is that the subject is limited to childhood work. The study focuses on the situation within the social welfare system of children with disabilities, defined as ‘young carers’ (young carers). These studies have been criticized for neglecting the social size of gender. In recent years, discussions focused on the social re-production theories of the care work of girls have begun to gain importance. Gender-based social inequalities created by children in a caring position and in this context, the study of the girl’s and domestic labour relationships shows the complex structure of social re-production. The intersection of categories such as social gender, class, age (childhood) determines the dimensions of the care work of the girls and shapes their life opportunities. Turkey is a country where the domestic labour burden of girls is quite high. The percentage of girls (6-17 years old) working in household jobs is 51.3 percent (TÜIK 2019). The discussion of the social re-production theories in the framework of the discernment approach can open to the debate of the determining impact of care work, especially on the equal participation of girls from under-socio-economic families. The article also discusses the age category, bringing into the social re-production framework, the inequalities created by work for the home, taking into account the "childhood" category along with the social gender and class categories. In particular, childhood is considered as a less-conceptualized category of cross-equal inequalities in the feminist text of unreward care work, the 'age' as a social category incorporated into social gender. In this context, this article focuses on the domestic care work of girls in Turkey from the axis of cross-equality. Considering the care policy and social policies of the 2000s, a critical reading of the theory of social re-production will discuss the rights of equal life for girls in the article. In the discussion of the Russian Federation, Rai and Vd.Depletion through social reproduction (depletion through social reproduction) will be dealt with and the vulnerabilities created by domestic care work will be dealt with on the basis of qualitative research done with the girls who have taken brother care in Istanbul.
Field : Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler
Journal Type : Uluslararası
Article Detail 
Similar Articles
Download PDF
Journal Information
Listen Paper
Cite
Print This Page
Share
Mendeley
