Atıf Sayısı
2
Görüntüleme
13
İndirme
1
Amaç: Lökoplazi, laringeal epitelin malign transformasyon potansiyeline sahip lezyonu olması nedeniyle histopatolojik olarak displazi derecesi ne olursa olsun tekrarlayan biyopsilerin de eşlik ettiği dikkatli klinik takip gerektirir. Bu çalışmada laringeal lökoplazinin klinik özelliklerinin ve risk faktörlerinin araştırılması amaçlandı. Yöntemler: Kliniğimizde 2007-2013 yılları arasında vokal kord displazisi tanısıyla opere olan toplam 97 olgunun 174 lezyonu retrospektif olarak analiz edildi. Laringeal lökoplazinin histopatolojik sınıflaması, cinsiyet, yaş, sistemik hastalık, sigara kullanımı, semptom, semptom süresi, lezyonun yeri, büyüklüğü, sayısı, lokalizasyonu ve hastalık seyrini (nüksler) oluşturan veriler kaydedildi. Bulgular: Hastaların 10 (%10,30)’u kadın 87 (%89,70)’si erkekti. Yaş ortalaması 56,95 olarak hesaplandı. Hastaların tamamının ses kısıklığı semptomu ile başvurduğu görüldü. Ortalama sigara kullanımı 38,82 paket/yıl, sigara kullanım sıklığı 93,8%, reflü sıklığı %16,6 olarak hesaplandı. İndirekt ve direkt laringoskopik muayenelerde 103 (%59,53) hastada lökoplazi, 70 (%40,46) hastada vokal kordlarda düzensizlik olduğu görüldü. Hafif displazi en sık gözlenen histopatolojik tanı oldu. Lezyon yerleşim yeri sırasıyla vokal kordun ön 1/3’ünde %45,1, orta 1/3’ünde %32,34, arka 1/3’ünde %22,55 olarak bulundu. Nüks olan ve olmayan hastalarda yaş dağılımı, cinsiyet oranı, ilk semptom süresi, reflü oranı, sigara kullanım oranı, lokalizasyonu istatistiksel olarak anlamlı (p>0,05) farklılık göstermedi. Lökoplazide nüks oranı, düzensizlik ile karşılaştırıldığında anlamlı (p<0,05) olarak daha yüksekti. Sonuç: Laringeal lökoplazide biyopsi ile histopatolojik inceleme epitel displazisini ve derecesini değerlendirme açısından önemlidir. Histopatolojik olarak displazi varlığı ve şiddeti, sigara kullanımı gibi faktörler malignite gelişim riskini arttırmaktadır. Klinik olarak homojen özellik gösteren lökoplazinin homojen olmayan düzensizliğe göre daha yüksek nüks oranına sahip olduğu saptanmıştır. Diğer yandan yaş dağılımı, cinsiyet oranı, ilk semptom süresi, reflü oranı, sigara kullanım oranı ve lokalizasyonun nüks oranını arttırmadığı gözlenmiştir.
Purpose: Locoplasty requires careful clinical monitoring, accompanied by repeated biopsy, regardless of the histopathological degree of dysplasia, because the larynx epithelial has a potential for malign transformation. This study was aimed at investigating the clinical characteristics and risk factors of laringeal leukoplasy. Methods: In our clinic, 174 injury of a total of 97 outcomes operated with vocal cord dysplasia diagnosis between 2007 and 2013 were analyzed retrospectively. The histopathological classification of laringeal leukoplasy, gender, age, systemic disease, smoking, symptoms, symptom duration, location of the injury, size, number, localization and path of the disease (nuts) were recorded. Results: 10 (10,30%) of patients were female and 87 (89,70%) male. The average age was 56.95. All of the patients were diagnosed with a symptom of noise deficiency. The average smoking consumption was 38.82 packs/year, the smoking consumption rate was 93.8%, the reflux rate was 16.6%. In indirect and direct laryngoscopic examinations, 103 (59,53) patients had leukoplasy, 70 (40,46) patients had vocal cord irregularities. Light dysplasia was the most frequently observed histopathological diagnosis. The location of the lesion was respectively 45.1% in the front 1/3 of the vocal cord, 32.34% in the middle 1/3 and 22.55% in the back 1/3 respectively. The age distribution, gender rate, time of the first symptoms, reflux rate, smoking rate, localization statistically significant (p>0,05) did not differ. The null rate of locoplazide was significantly higher (p<0,05) compared to irregularity. The result: The histopathological examination with the laringeal leukoplasm biopsy is important in terms of the assessment of epithelial dysplasia and degree. Histopathologically, the presence and severity of dysplasia, factors such as smoking, increase the risk of malignity development. The clinically homogeneous locoplasm has a higher nickel rate than the non-homogeneous irregularity. On the other hand, the age distribution, gender rate, the first symptom duration, reflux rate, smoking use rate and localization rate have not been observed to increase.
Alan : Sağlık Bilimleri
Dergi Türü : Uluslararası
Makale Detay 
Atıf Yapanlar
Benzer Makaleler
Dergi Bilgisi
Eseri Dinleyin
Bu Sayfayı Yazdırın
Paylaş
Mendeley
