Amaç: Apo B, non-HDL kolesterol (non-HDL-K) düzeyinin ve Apo B/Apo A-1 oranının, artmış kardiyovasküler hastalık (KVH) riski açısından en az LDL kolesterol (LDL-K) kadar önemli olabileceği söylenmektedir. Çalışmamızda tip 2 diyabetli hastalarda bu parametreleri inceledik. Yöntem: Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Diyabet ve Obezite polikliniğine başvuran, statin kullanmayan ve serum LDL-K düzeyi 100 mg/dl’nin altında olan tip 2 diyabetli 40 hasta (21 kadın, 19erkek) çalışmaya alındı. Bulgular: Ortalama LDL-K 85,6±15,5 mg/dl, HDL-K46,7±8,9 mg/dl, trigliserid 150,1±71,8 mg/dl, non-HDL-K 118,5±22,4 mg/dl, Apo B-100 81,5±16,5 mg/dl, Apo A-1 138,6±22,4 mg/dl ve Apo B/Apo A-1 oranı 0,6 ± 0,1 olarak bulundu. Apo B’si yüksek (≥90 mg/dl) hasta oranı %29,7, non-HDL-K’ü yüksek (>130mg/dl) hasta oranı %21,6 bulundu. Apo B/Apo A-1 oranı yüksek (kadında> 0,8, erkekte >0,9) hasta oranının %8,1 olduğu görüldü. Ayrıca, serum Apo B düzeyi ile postprandiyal kan şekeri (r=0,36, p=0,02) arasında pozitif yönde anlamlı bir ilişki saptandı. Non-HDL-K, Apo B/Apo A-1 oranı ile glisemik ayar arasında anlamlı ilişki saptanmadı (p>0,05). Sonuç: Çalışmamızda LDL-K hedef değerin altında olan tip 2 diyabetli hastaların yaklaşık üçte birinde Apo B ve beşte birinde non-HDL-K düzeylerinin yüksek olduğu gözlenmiştir. Bu nedenle tip 2 diyabetli hastalarda KVH risk değerlendirmesinde Apo B ve non-HDL-K gibi parametrelerin de göz önünde bulundurulması önemlidir. Ayrıca çalışmamızda saptadığımız tokluk glisemi düzeyi ile Apo B arasındaki ilişki, postprandiyal glisemik kontrolün Apo B düzeyleri üzerinde etkisi olabileceğini düşündürmektedir.
Alan : Sağlık Bilimleri
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|