Görüntüleme
17
1980’lerin ortalarında başlayıp günümüze dek devam eden dönemde mülteci, sığınmacı ve düzensiz göçmenlerin sayısında önemli ölçüde artış yaşanmıştır. Siyasi engellerin ortadan kalkmasıyla göç etme olanağını bulan Orta ve Doğu Avrupalılar ile Balkanlar’daki kanlı çatışmalar sonucu yerlerinden edilen kişiler Batı Avrupa’ya göç edenlerin sayısındaki artışta önemli bir rol oynamıştı. 1990’lardan bu yana göç baskısının artması, Batı Avrupa devletlerini konuyla ilgili düzenlemelerini sıkılaştırmaya yöneltmiş hatta bu durum “kale Avrupa” tartışmalarını beraberinde getirmişti, zira AB, Birlik ülkelerine giriş yapan göçmenlerin sayısını azaltmaya çalışıyordu. Ancak bu düzenlemelerin etkili olduklarını söylemek pek mümkün değil çünkü her geçen gün daha fazla sayıda insan Birlik ülkelerine yasadışı yollardan giriş yapıyor. AB’nin ortak bir göç ve sığınma politikası oluşturma isteğinin temelini de söz konusu gerçek oluşturuyor. Bu makalenin amacı da bahsi geçen gerçekten hareketle Birlik topraklarının “adalet, özgürlük ve güvenlik alanı” na dönüştürülmesi kapsamında ortak bir göç ve sığınma politikası oluşturma yolunda atılan adımları ele almaktır.
In the period which began in the mid-1980s and continued until today, there has been an increase in the number of refugees, asylum-seekers and irregular migrants. The Central and Eastern Europeans, who had the opportunity to participate in the migration movements with the removal of the political barriers and the persons displaced as a result of bloody conflicts in the Balkans played an important role in the increase in the number of people migrating to the Western Europe. The increase in the migratory pressures since the 1990s paved the way for the Western European states to tighten measures about immigration. This situation brought about the discussions on “fortress Europe” because the European Union tried to decrease the number of migrants entering the Union countries. However, the measures do not seem to be effective since more and more people enter the Union countries in an illegal way. This fact lies at the centre of the EU’s wish to develop a common immigration and asylum policy. In this regard, the aim of this article is to elaborate on the attempts to develop a common immigration and asylum policy within the context of turning the EU territories into an “area of justice, freedom and security”.
Dergi Türü : Uluslararası
Makale Detay 
Benzer Makaleler
PDF Görüntüle
Dergi Bilgisi
Eseri Dinleyin
Alıntı Yap
Bu Sayfayı Yazdırın
Paylaş
Mendeley
