Endoplazmik retikulum ER sekretuvar veya membran proteinlerin sentezinden, salgılanmasından, lipid metabolizmasından ve Ca2+’un depolanmasından sorumludur. Hipoksi, oksidatif stres, glukoz yoksunluğu, viral enfeksiyonlar ve ortamın sıcaklığı gibi hem fizyolojik hem de patolojik stres zorlama koşulları, yanlış katlanmış ya da katlanmamış proteinlerin ER lümeninde birikmesine neden olur. ER dengesinin bozulmasıyla ER stresi adı verilen olay meydana gelir. Hücreler normal durumlarına tekrar kavuşmak için strese karşı “katlanmamış protein cevabı Unfolded Protein Response, UPR ” adı verilen sinyal yolağını aktif hale getirirler. UPR sinyali genel protein translasyonunu sentezi azaltarak ER lümeninde biriken protein yükünü azaltmayı hedefler. Ayrıca kontrolünde yer alan moleküler şaperonların refakatçiler transkripsiyonunu artırarak katlanmamış proteinlerin uygun bir şekilde katlanmalarını sağlar. Hafif ER stresi varlığında UPR, hücreyi koruyucu yönde etkilerken, uzun süren ve şiddetli ER stresi koşullarında hücreyi ölüme götüren, hücre kaderini belirleyen anahtar sinyal yolağıdır. Apoptozu tetiklediği durumlarda hastalıkların ortaya çıkması kaçınılmazdır. Özellikle son yapılan çalışmalarda, beyinin spesifik bölgelerinde protein birikimine bağlı gelişen nörodejeneratif hastalıklar ER stresi ile ilişkilendirilmektedir. Dolayısıyla UPR’de önemli rolleri olan moleküler şaperonlara benzer kimyasal şaperonların, ER stresine bağlı gelişen hastalıklarda tedavi edici potansiyelleri tartışılmaktadır. Bu derlemede, nörodejeneratif hastalıklarda ER stresi ve UPR’nin rolü ve bu sinyal yolaklarının olası tedavi edici mekanizmaları, güncel literatüre bağlı olarak değerlendirilmektedir
Alan : Sağlık Bilimleri
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|