Erzincanlı Âşık Haşim Süer’in şiir yazma, saz çalma süreçleri halk yaşamı çerçevesinde incelenecektir. Erzincan, halk zanaatları üretiminin devam ettirildiği, geleneksel ürünlerin ticari faaliyetlerde pazarının olduğu, coğrafi konumu itibariyle kültürel çeşitliliğin ve etkileşimin yoğun olduğu şehirlerdendir. Kentli Erzincanlıların büyük çoğunluğu çevre köylerdeki yazlıklarında tarım- hayvancılık faaliyetlerini sürdürmek, meyve toplamak, meyvelerini kurutmak, kışlık hazırlamak için merkez etrafındaki köylere birkaç aylığına göç etmektedirler. Süeri mahlaslı Âşık Haşim Süer yazları göç edilen köylerde daimi olarak yaşamaktadır. Geleneksel tarım yöntemlerini kullanarak hayatını sürdürmektedir. Sözlü kültür çerçevesinde değerlendirildiğinde ise âşık çocukluğundan beri mihman meclislerine katılmakta, büyüklerinin saz eşliğinde söyledikleri deyişleri dinlemektedir. Saz çalma noktasında çevresinden gören, duyan, çalma üslubu kazanan âşık babasının, dedesinin, oğlunun, torununun da saz çaldığını söylemektedir. Geleneğin kuşaktan kuşağa aktarıldığı Erzincan’da saz yapım evleri de bulunmaktadır. Âşıklık geleneği, maddi kültürle sözlü kültürün harmanlanmasıyla ortaya çıkabilen bir ürün olduğu Süeri şiirleri üzerinden izah edilmeye çalışılacaktır.
The poetry of Erzincanlı Âşık Haşim Süer will be studied in the framework of the public life. Erzincan is one of the cities where the production of public crafts continues, where traditional products have a market in commercial activities, where cultural diversity and interaction is intense according to its geographical location. The vast majority of urban Erzincanists migrate to the villages around the center for several months in the summer of the surrounding villages to continue their agricultural and animal activities, to collect fruits, to dry their fruits, to prepare the winter. In the summer of the year, the village is permanently lived in the village. It continues to live using traditional agricultural methods. When it is assessed in the verbal framework of culture, the lover has joined the Mikhman councils since childhood, listening to the words of their grandparents accompanied by the sound. He who sees, hears, hears, hears, hears, hears, hears, hears, hears, hears, hears, hears, hears, hears. There are also houses in which the tradition is translated from generation to generation. It will be tried to explain through the Poems of the Time, which is a product that can arise by the merger of material culture and verbal culture.
Alan : İlahiyat; Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|