II. Dünya Savaşının sona ermesinin ardından oluşan yeni düzende Sovyet Rusyanın Türkiyeye karşı takınmış olduğu saldırgan tutum, Ankarayı Moskovaya karşı denge unsuru olabilecek bir güç aramaya itmiştir. İngilterenin savaş sonrası eski gücünü yitirmesi, ABDnin devreye girmesine neden olmuş ve Türkiye de bu yeni durumda Sovyet tehdidine karşı Washington yönetiminden destek arama yoluna girmiştir. ABD ve Türkiyenin izlediği dış politikanın uyuşması onları birbirlerine yakınlaştırmış, önce Truman Doktrini daha sonra da Türkiyenin NATOnun üyesi hâline gelmesi, bu durumu daha da güçlendirmiştir. Fakat ikili ilişkilerin genel manada iyi gitmesine rağmen, 1953 yılı itibariyle aralarındaki konulara göstermiş oldukları bazı farklı yaklaşımlar, iki ülke ilişkileri arasında bir soğukluk oluşmasına neden olmuştur. ABDnin Türkiyeden talep ettiği askeri üslere ve tesislere Ankara olumlu cevap vermesine rağmen, Türk hükümeti özellikle ekonomik yardım noktasında ABDden istediği desteği tam olarak görememiştir. Bazı durumlarda, Washington yönetiminin Türk yöneticilerin isteklerine yaklaşımı, sıkı ilişki içinde olan iki müttefikten çok herhangi bir devlete karşı aldığı tavır gibi olmuştur. ABDnin bu tutumu, Türkiyede bulunan ABD Büyükelçilerinin de gözünden kaçmamış, zaman zaman Washingtonu Türkiyeye karşı olan yaklaşımları nedeniyle uyarma ihtiyacı hissetmişlerdir. Bu çalışma Eisenhower iktidarının ilk yılları olan 1953-1955 tarihleri arasındaki Türk-Amerikan ilişkilerinin genel bir tahlilini yapmaktadır.
Alan : Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|