Gerçekleştirilen çalışmanın amacı Türk Bina Deprem Yönetmeliği 2018 ve Deprem Bölgelerinde Yapılacak Binalar Hakkında Yönetmelik-2007’de tanımlı bina performans seviyelerinin karşılaştırılmasıdır. Bu kapsamda daha önce inşa edilmiş 5 farklı betonarme bina bilgisayar ortamında modellenmiştir. Doğrusal olmayan davranış özellikleri eleman uçlarında tanımlanan kullanıcı tanımlı plastik mafsallar ile modele yansıtılmıştır. Statik itme analizi gerçekleştirilen modellerin farklı ötelenme oranları için performans düzeyleri hesaplanmıştır. Elde edilen sonuçlar değerlendirildiğinde her iki yönetmeliğin kesit hasar sınır tanımlarının büyük farklılıklar içerdiği görülmektedir. TBDY-2018 Sınırlı Hasar performans düzeyine karşılık gelen çatı katı deplasman değeri DBYBHY-2007 Hemen Kullanım performans düzeyine göre ortalama %100 daha düşük hesaplanmıştır. Kontrollü Hasar ve Göçme Öncesi performans düzeylerine de Can Güvenliği ve Göçmenin Önlenmesi performans düzeylerine göre sırasıyla %25 ve %33 daha düşük deplasman değerleri altında ulaşılmaktadır. Dikkat çeken bir diğer nokta da Sınırlı Hasar performans düzeyine sistemin akma noktasından önce ulaşılmış olmasıdır. TBDY-2018’de çatlamış kesit rijitliği tanımındaki değişime bağlı olarak bina baskın titreşim periyotları genellikle daha düşük hesaplanmaktadır. Bu duruma bağlı olarak kapasite eğrilerinin eğimi ve plastik mafsal desenleri de farklılık göstermektedir. Her iki yönetmelik arasında hasar düzeyi tanımlarında önemli farkların olması nedeniyle, DBYBHY-2007 kriterlerine göre performans incelemesi gerçekleştirilen yapıların TBDY-2018 kriterlerine göre yetersiz düzeyde çıkması ihtimali bulunmaktadır.
This study aims to compare building performance levels defined in the Turkish Building Earthquake Code 2018 and 2007. For this purpose, 5 RC residential buildings were modeled in computer environment. Nonlinear behavior of structural members was reflected to the models by using user-defined plastic hinges. Performance levels of building models was obtained with static pushover analyzes at different roof drift ratios. It is seen that the definition of section damage limits of both regulations has remarkable differences. The roof displacement limit corresponding to TEC-2018 Limited Damage level were calculated 100% lower than TEC-207 Immediate Occupancy damage level on average. Controlled Damage and Pre-Collapse performance levels are also reached at 25% and 33% lower roof displacement values than Life Safety and Collapse Prevention performance levels, respectively. Another point should be emphasis is that the Limited Damage performance level has been reached before yield point of capacity curve. The slope of capacity curves and damage pattern of building models also vary due to change in definition of cracked section stiffness in TEC-2018. There is a possibility that the buildings with performance assessment were carried out according to TEC-2007 may be inadequate according to TEC-2018 considering significant differences in damage level definitions.
Alan : Mimarlık, Planlama ve Tasarım; Mühendislik
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|