Müslümanların Avrupa kültürüne uyum sağlaması gerektiği tartışmaları Avrupa Birliği ülkelerinde yıllardır gündemden düşmemektedir. Avrupa’da İslam yabancı bir fenomen olarak gösterilmektedir. Hâlbuki İslam Endülüs’ün fethinden beri Avrupa`da mevcuttur. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Müslümanların sayısı misafir işçi ve akabinde aile birleşimiyle artmıştır. Son yıllarda Suriye’deki iç savaştan dolayı Suriyeli Müslümanlar Avrupa ülkelerine iltica etmişlerdir. Müslümanlar din hürriyetlerini elde etmek, ekonomik ihtiyaçlarını gidermek, savaş gibi sıkıntılardan kurtulmak için, yaşam şartlarının daha iyi olduğu yerlere, özellikle Avrupa ülkelerine göç etmektedirler. Avrupa’da Hristiyan dinine mensup insanlar çoğunlukta, güçlü ve etken unsuru, Müslümanlar azınlık olarak daha güçsüz ve edilgen unsuru oluşturmaktadırlar. Entegrasyon politikası, kimin kime uyum sağlayacağını, toplumun içindeki güç dağılımının bir aynasını teşkil etmektedir. Avrupa İslamı konsepti, Avrupa ve İslam’ın uyum içinde olduğu bir yaşam tarzı oluşturmak ister. İlk defa 1990’lı yıllarda siyaset bilimcisi Bassam Tibi Avrupa İslamı ifadesini kullanmaya başlamıştır. 1999 yılında ilahiyatçı Tarık Ramazan Müslümanların Avrupa ülkelerine entegrasyonu için Avrupa İslamı adı altında bir sistem geliştirmeye çalışmıştır. Tibi ve Ramazan Avrupa İslamı tartışmalarında İslam’ın etik değerlerini vurgularlar. Tibi argümanlarında evrensellik ve tarihsellik düşüncelerine ağırlık verirken, Ramazan teolojik boyutta argüman sunmayı tercih eder. Avrupa İslamı düşünürlerinin gayesi, Avrupa’da yaşayan Müslümanların kimlik çelişkisi yaşamadan kendilerini hem İslam dinine hem de Avrupa ülkelerine ait hissetmeleridir. Ramazan’a göre Avrupa İslamı kimlik ve aidiyet üzerinden belirlenir. Bir Müslüman Avrupa’da hem ümmete ait bir Müslüman hem de bir Avrupalı olabilir. Avrupa İslamı düşünürleri İslam’ın etik değerlerinin genel olarak değişken olmadığını vurgularlar, değişken olan unsurlar üzerinde çalışılması gerektiğini söylerler. Lakin bugüne kadar Müslümanların sorularına cevap ve sorunlarına çözüm sunabilen kapsamlı bir yaşam konsepti geliştirilememiştir. Avrupa’daki sekülerleşme insan haklarının bir parçası olan din hürriyetini desteklemektedir ve İslam’ın uygulanmasını engellememektedir. Avrupa ülkelerine göç eden Müslümanların çoğunluğu yaşadıkları ülkenin vatandaşlığını alıp dördüncü nesile ulaşmalarına rağmen, içinde yaşadıkları toplum tarafından halen yabancı gözüyle değerlendirilmektedirler. Avrupa’da İslam tasavvuru olumsuzdur ve İslamofobya günden güne yaygınlaşmaktadır. Bu durumda Müslümanlar birtakım engellerle karşılaşmaktadırlar ve günlük hayatlarının birçok alanında ayrımcılığa uğramaktadırlar. Müslüman olmayan egemen toplum Müslümanların entegrasyon ve sekülerleşme çabalarına rağmen İslam’ı Avrupa’nın bir parçası olarak görmemektedir. Avrupa İslamı tartışmaları Avrupa’da yaşayan Müslümanların içinde yaşadıkları toplum tarafından tanınmalarını görülür bir şekilde sağlamamıştır.
The discussions that Muslims should adapt to European culture have not fallen out of the agenda in the European Union countries for years. Islam is a foreign phenomenon in Europe. Islam has existed in Europe since the conquest of Endulus. After the Second World War, the number of Muslims increased by guest workers and family unification. In recent years, because of the civil war in Syria, Syrian Muslims have fled to their European countries. Muslims migrate to places where their living conditions are better, especially to Europe, to
There`s no end of discussions about Muslims who should be integrated into the European culture. Islam is shown as a foreign phenomenon. Though Islam is present in Europe since the conquest of Andalusia. After the Second World War the number of Muslims has been grown as guest workers and aftermath with family reunion. In the last years the war in Syria has led to the escape of Syrian Muslims to European countries seeking for protection there. Muslims are emigrating for different reasons as for satisfying economic needs, fleeing from war etc. to countries in which the living conditions are better, especially to European countries. In Europe, people belonging to Christianity form the majority, are powerful and constitute the efficient factor, while Muslims form the minority, have less power and are a passive factor. The integration policy determines who should adapt to whom and reflects a mirror of the power division in a society. The concept of European Islam wishes to create a living style in which Europe and Islam coexist in harmony with each other. In the 1990s the political scientist Bassam Tibi started to use the expression Euro-Islam for the first time. In 1999 the theologian Tariq Ramadan tried to develop a system called European Islam for the integration of Muslims into European countries. Tibi and Ramadan emphasize the ethical values of Islam in their discussions about European Islam. Tibi underlines thoughts about universality and historicity while Ramadan prefers to present theological arguments. The goal of European Islam thinkers is to enable Muslims living in European countries a life without identity conflicts, to affiliate themselves with the Islamic religion as well as with the European countries. According to Ramadan European Islam is defined by identity and affiliation. A Muslim in Europe can be a part of the ummah and a European at the same time. European Islam thinkers emphasize in their concept that the Islamic ethical values are in general not changeable; they argue that there should be a concentration on the changeable factors of Islam. But until now there is no comprehensive living concept giving answers to questions and solutions to problems of Muslims in Europe. Due to secularization in Europe the implementation of Islam is in general not forbidden, religious freedom is supported as a human right. The majority of Muslims emigrated to European countries have taken the citizenship of the country in which their live and their succession has achieved the fourth and fifth generation. But the society in which they live usually continue to see them as foreigners. The image of Islam in Europe is negative and Islamophobia is growing from day to day. When individuals in society are Islamophobic they build barriers against Muslims and Muslims are frequently discriminated in everyday live. The dominant non-Muslim society doesn’t see Islam – despite the integration and secularization efforts of the Muslims – as a part of Europe. European Islam discussions didn’t visibly lead to an acceptance of Muslims and Islam in Europe by the society in which their live.
Alan : İlahiyat
Dergi Türü : Ulusal
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|