Göç kavramı sosyal ve fiziksel bağlamda kentlerin niteliğini değiştiren bir özellik taşımaktadır. Bu sebeple bilimsel açıdan sıklıkla incelenen bir konu olmuştur. Birçok dünya kentinin şekillenmesinde etkisi olan göç kavramı özellikle Türkiye açısından farklı bir öneme sahiptir. 1960’lı yıllardan itibaren, kırsal alanlardan büyük kentlere kitlesel göçler yaşanmıştır. Bunun en önemli sebebini ekonomik refahın artmasına yönelik beklentiler oluşturmuştur. Medya tarafından da beslenen bu süreçte; bir kişi ya da aile yaşadığı köyden kente gelerek barınma ihtiyacını hızlı bir şekilde karşılamak üzere gecekondu tipi konutlarını inşa etmiştir. Daha sonra aynı kırsal bölgeden başka aileler de aynı kentsel alanda benzer şekilde yaşamlarını kurmuşlardır. Bu sayede kentsel alanda ortak kültürel zeminde buluşan yeni bir kentli tipolojisi ve gecekondu alanları oluşmuştur. Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde bu şekilde oluşan büyük gecekondu bölgeleri bulunmaktadır. Bunların bir kısmı zaman içinde kentsel dönüşümün hız kazanmasıyla köklü değişimler geçirmiştir ve halen geçirmektedir. Çalışma; göç temelinde değişen kentsel dokunun farklı kent katmanları açısından ne gibi etkileri olabileceğinin irdelenmesi üzerinde durmaktadır. Bu bağlamda göç kavramı tarihsel süreçte incelenerek, yerel halk, finans grupları ve yerel yönetimler açısından göçün kente etkileri üzerine bir değerlendirme yapılmıştır.
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|